Erkeğin kadına yönelik şiddeti ile devletin vatandaşına
yönelik şiddeti arasında ciddi benzerlikler var. Erkeğin kadına şiddet
uygulaması için ortaya atılacak her gerekçe akıldışı olarak görülmeyi hak eder.
Devletin uyguladığı şiddet de öyle…
Şefkat-Der'in hazırladığı rapora ‘perdeyi yeterince
kapatmamak’, ‘telefonun meşgul çalması’, ‘çayın iyi demlenmemesi’, Facebook ve
Twitter profili açmak, ‘zayıflamak ya da şişmanlamak’, ‘açık saçık giyinmek ya
da tesettüre girmek’ gibi nedenler kadına şiddetin bahanesi olabiliyor.
Şefkat-Der’in araştırmasına göre öne çıkan şiddet bahaneleri arasında boşanma
talebi, çocukların velayeti, cinsel ilişkiye zorlanmak gibi gerekçeler de yer
alıyor. Müjgan Halis'in Taraf gazetesinde yayınlanan haberine göre, Şefkat-Der,
1995 ve 2013 tarihleri arasındaki Kadın Hayata Tutunma Evleri’nde kalan şiddet
mağduru kadınların da dâhil olduğu 20 bin kadınla temasları sonucu
oluşturdukları verilere göre çarpıcı birçok nokta ortaya çıkmış oluyor.
Şefkat-Der’in raporu kadına yönelik şiddetin boyutlarıyla
ilgili yeterince veri ortaya çıkarmış. Erkeğin kadına şiddet uygulamasının en
büyük sebebi bir tür iktidar hırsı, bir tür güç sarhoşluğu ve aslında başlı
başına bir acizliğin ürünü… Ve bu aslında ne yazık ki sadece erkeğin şiddet
eğiliminin temeli değil. Hükümetlerin ve devletin şiddet uygulama
gerekçeleriyle de ciddi benzerlikler var.
Gerekçelerden biri olan ‘açık saçık giyinmek’ maddesine
bakacak olursak, devletin de son günlerde AKP hükümetinin de kafayı bozduğu
‘ahlak bekçiliği’ görevinin sonucuyla karşı karşıyayız. Şiddet gören kadının
acıyla bağırması da şiddetin artmasına neden oluyor. Devlet de şiddet
uyguladığı vatandaşı feryat ettikçe saldırılarını artıyor.
Kadın başka bir siyasi partiye üye olması, eşinin küs olduğu
insanlarla görüşmesi de şiddete gerekçe… Nasıl devleti yöneten siyasi partinin
taraftarı olmamak ve devletin politikaları gereği küs olduğu kurumlara,
ülkelere karşı yakınlık duymak hainlik derecesinde suç sayılabiliyorsa erkeğin
kadına şiddetinde de gerekçe olabiliyor.
Kadının erkekten daha eğitimli olması da erkek şiddet
uygulama gerekçesidir. Devlet de öğrencisinin, akademisyeninin, gazetecisinin
aydınının ensesinde boza pişirirken bu acizlik duygusuyla hareket eder.
Kadına uygulanan önemli psikolojik şiddet yöntemleri
arasında; kimliğini-kişiliğini yok etme yer alıyor. Aşağılama, dışlama ve
hakaretle yan yana giden psikolojik şiddette karısına, “Çocuklara anneniz kötü
yola düştü derim” diyen adamlar bile var. Gerekirse devletin de uyguladığı bir
psikolojik şiddet yöntemidir.
Bu benzerliğin sebebi ne? Öncelikle devletin erkek egemen
bir yapı olduğu gerçeği yüzümüze çarpar. Sonra da toplum erkeği iktidar, kadını
da erkeğin yönetimindeki kölesi ilan eder. Devletin vatandaşıyla olan ilişkisi
de işte böyledir. Mesele de bu iktidar sevdasının toplumun her alanına sirayet
etmiş durumda olmasıdır.