Oyunculuk için elbette ki eğitim gerekir. Bu eğitimin
akademik olması şartı ise bence yok. Önemli olan çok çalışmak ve doğru
insanlarla bir arada olmaktır.
Benim ilk oyunculuk deneyimim bir reklam filmi olarak daha
yeni yayınlanmaya başlamış Eti Motto reklamı… Yukarıda belirttiğim şartlar
benim için geçerli değil… Çünkü ben bir trompetçi olarak orada trompet çalıyor
gibi yapıyorum. Bu da hiç zor olmadı. Çünkü ben bu role çok uzun zamandır
çalışıyordum aslında.
Kendi içinde mizahı da hazır olan bu deneyimimden bahsetme
sebebim şu sıralar havadan sudan bahsetme isteğimin bir yansıması. Ben ara ara
böyle farklı deneyimlerimi blog sayfamda okuyucuyla buluşturacağım.
Hem müzisyen hem de bir blog yazarı olmanın getirdiği bazı
kazanımlar var. Her şeyi yaşarken hikayeleştirmek ve bir senaryo gibi düşünmek…
Kim bilir, belki de bu küçük deneyimi bir kurgu haline getirir, bir komedi
filmi malzemesine dönüştürebilirim.
İzlediğimiz o 30-40 saniyelik reklamların çekim sürecini
gördüğünüzde bir film çekmenin ne kadar zor olabileceğine karar
verebiliyorsunuz. Ama reklam çekiminde çarpıcı olmak ve kısa sürede mesajı
izleyiciye iletmek gibi önemli amaçlar var. Bu belki de işi daha da
zorlaştırıyordur.
Bu minik oyunculuk deneyiminden sonra böyle işler teklif
edilmeye devam eder mi bilmem. Devamı gelecek olsa da olmasa da şu sıralar
ulusal kanallarda gösterilen reklam filminde herkesin gözü önündeyim. 30
saniyelik reklamın içinde 5 saniyelik de olsa… Ben Eti Motto reklamında bir
garip trompetçiyim.