Spor Haberleri

Köşe Yazıları

4 Ağustos 2013 Pazar

Erkekleri İdare Etmekte "Hürrem Sultan" Taktiği

Kadın-erkek ilişkilerindeki iletişimsizlik, sonuçları şiddete ve hatta cinayete varan en önemli sorun… Toplumu ilgilendiren her alanda olduğu gibi, iletişim çok önemli bir olgu.

Kadın erkek ilişkilerindeki iletişim sorunları hakkında çokça öneriler duyduk. Bunlardan, biri de Üsküdar Üniversitesi Rektörü ve Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın önerisiydi.

“Hürrem Sultan taktiği”

Tarhan, “Tıpkı Hürrem Sultan gibi, eşler evlilikte yaşanan sorunları çözmek için sürekli çatışmaya girmek yerine, karşı tarafın olumsuz özelliklerini bir kenara bırakıp olumlu özelliklerine odaklanmalı ve duygularına hitap etmelidir” diyor. Elbette eğer bu karşılıklı olacaksa doğru bir yaklaşım. Ancak Nevzat Tarhan evliliklerdeki çatışmalar konusundaki fikirlerini anlatırken bu ifadeleri de ekliyor. “Böyle durumlarda iki tarafın da tutumunu değiştirmemesi daha da büyük çatışmalara hatta boşanmalara kadar gidebiliyor. Sürekli tekrarlanan çatışmaların önüne geçmek için taraflardan birinin yöntem değiştirmesi durumu çözüme kavuşturur. Gerek kültürel yapımız gerekse aile içindeki rol dağılımı bu konuda akıllı davranmayı kadına yüklüyor.”

Hürrem Sultan’la bir örnek olarak da Hürrem Sultan’ın Kanuni’nin emriyle idam edilmesini engellemek için padişaha söylediği sözleri veriyor. Hürrem'in, “insan hiç öz evladını öldürür mü?” diye çıkışmak yerine “Yüksek ruhlarda kin barınmaz, sen yüksek ruhlu bir insansın, affet oğlunu” demeyi tercih ettiğini hatırlatıyor.

İşte bu görüşler ışığında, kadın-erkek arasındaki çatışmanın nasıl çözülebileceğini, bir kez daha masaya yatırmak lazım. Öncelikle söylemeliyim ki sayın profesörün bu görüşleri sorunu kesin bir şekilde çözmek yerine durumu hafifletmeye yarayacaktır. Çünkü mevcut olan erkek şiddetinin temelindeki üstünlük duygusu, böylesi bir yaklaşımla yok olmayacak ki. Tam tersine daha da kemikleşecek. Kanıksanacak. Erkek, “ben yüksek bir ruhum, ben harika bir insanım, çünkü erkeğim” diye gerinecek. Sürekli ruhu okşanması gereken bir varlıktan öteye gidemeyecek.

İletişimin tek taraflı olmasını önererek iletişimsizliği çözmek mümkün mü? Buradaki görüş, üstü kapalı bir şekilde kadını ‘dırdırcı’ ilan etmiyor mu? Şiddet gören kadını, toplumun büyük kısmının 'dırdırcılıkla' suçladığını düşündüğümüzde, pek de bilimsel olmayan, içine biraz entelektüellik baharatı karıştırılmış bir düşünceyle karşılaşmış oluyoruz Tarhan’ın önerisinde.
Ayrıca bu düşünceyi dile getirirken söz konusu yöntemi “erkeği avucunun içine alma” taktiği olarak da sunuyor ki bu da bunu arzulayan kadının ağzına bir parmak bal çalıyor. Bu da kadın tarafında tedavi edilmesi gereken bir sorun. Buna başka bir yazıda değinirim.

Kadın ve erkek arasındaki ilişkiler, bir bilgisayar oyunu gibi ya da herhangi bir taktiğe bağlı bir oyun değil ki. Bir savaş da değil… Sorunların temeli iletişimsizlik… Buna katılıyorum da iletişimsizlikte kadının payının erkeğinkinden daha yüksek olduğu görüşüne katılmıyorum belirttiğim gibi.

Erkeğin normalleşmesini sağlamaktansa, onun egosantrik eğilimlerini içselleştirmek, gelecek nesillerdeki iletişim sorunlarının kemikleşmesine neden olacaktır, diye düşünüyorum. Çünkü Hürrem Sultan taktiğiyle mantıklı, anlayışlı ve yüreğinde güzel duygular besleyen bir erkek nesli yaratacağımıza, mantıksız, anlayışsız ve megaloman erkek neslinin sonsuza kadar sürmesine neden oluruz. Tedavi edilmesi gereken hastalık bu megalomani olmamalı mı?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder