Dünyada insansız hava aracı üreten 3. ülke olduk. Daha önceleri sadece ABD ve İsrail'in ürettiği insansız hava aracı, (İHA) artık topyekûn imha işini makinelere bırakmak anlamına geliyor. Türkiye ise ürettiği ve testlerini tamamladığı ANKA ismini verdiği İHA'lar için ilk siparişini Mısır'dan almış durumda. 10 uçak için imzalar atıldı. Bulunduğu coğrafyaya böylelikle 'daha rahat' barış(!) getirebilecek bir ülke oluyoruz. Hayırlı olun!
Elbette ki her insansız hava aracı bombardıman maksatlı kullanılmaz. Ama savaş gündemi kabarık bir coğrafyada, insanın yok etme ve egemen olma arzusu varken, bu argüman hiç de inandırıcı değil. Sonuçta bu uçakları mucidi 'yüce güç' ABD, 'terörizmle' bu yolla bir savaş verdi. Çoluk çocuk yüzlerce 'teröristten' dünyayı bu yolla kurtardı!
Küçük Amerika olmak konusunda İsrail'le rekabetine devam eden Türkiye de mevcut pastadan payına düşeni alarak bir yol kat etme gayretinde. Üstelik korsan mal üreten bir küçük esnaf kafasıyla İsrail'in sattığının yarı fiyatına satacak ANKA'sını. Liberal kapitalist ekonomi uzmanlarının ve ülkedeki burjuvazinin ağzının suyunu akıtan bir süreç içindeyiz. Para demek çünkü bu... Savaş çığırtkanlığının en önemli sebebi ölüm makinesi satıcılarının sistemin yönetiminde olmasıdır. Bu bilinen bir gerçek.
Roboski'de de gördük. İnsansız hava aracı insan öldürmek için birebir! Kimse bundan sonra da insani amaçlarla kullanılacağına kendini inandırmasın boşuna. Örneğin orman yangını söndürmek için kullanılacak canım, gibi kendini kandırma cümleleri kurmasın. İsrail insani bir amaçla kullanmış mı? Ya da Türkiye'nin sipariş aldığı Mısır'ın böylesi Ortadoğu şartlarında bu araçları ne maksatla kullanacağı tahmin edilemez mi?
Bir başka bakış. Hangi savaş uçağı insanlıydı ki? İnsanların üzerine bomba yağdıran, katliam yapan bir uçağın içinde "insan" olur mu?
İHA'lara geri dönecek olursak, bu kurnazca ürünün savunmada, yani daha doğrusu saldırılarda kullanılacağı açık. İktidar yanlısı basında "milli savunma atağı" olarak görülüp alkışlanan bu girişim, halkın da çoğunluğunda olumlu bir karşılık bulacaktır. Zaten hazır İsrail de Türkiye'den özür dilemişken, bu zafer sarhoşluğuna millet kapılmışken, sözde barışçı iktidar, Ortadoğu'nun kana bulanması yönündeki planların ortağı oluverir. Kimsenin ruhu da duymaz.
Tekrar iyimser bakış açısını dinleyecek olursak, yine söylüyorlar ki İHA çok gerekli bir araç. Felaketlerde can kurtaracak, yangın söndürecek, kayıpları bulacak. Hatta belki de göktaşı parçalayacak. Güvenle "uyuyalım" diye yani. İHA'yı alkışlamak bir nevi OHA etkisi yaratacaktır ama. Bilelim de.
Öte yandan İsrail'in özrünün altında, İran'a yönelik bir plan yatıyor olduğu da dillendiriliyor. İHA'lar, İsrail'in özrü, Suriye'deki çatışmalar ve İran sorununu belki de aynı masada değerlendirmek faydalı olacaktır.
Olan biteni daha iyi anlamak için süreci iyi okumak gerekiyor. Ortadoğu'da olan hiçbir olay, birbirinden bağımsız değildir. Hatta Rusya da kendi İHA'sını üreteceğini açıklamışken, o masaya bir de Rusya'yı koyalım. Bakalım ne göreceğiz. İsrail özür dilerken İran'dan bahsediyorsa, Suriye'deki muhaliflere silah temini Türkiye ve CIA tarafından kontrol ediliyorsa, Türkiye ANKA uçurup satıyorsa, Rusya da kendi İHA'sını yapıyorsa ve İran da İsrail ve ABD'nin hedefindeyse, amaç bir kapıya çıkar. Düşünmek hazır bedavayken, bu fırsatı kullanmaktan çekinmeyelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder