Spor Haberleri

Köşe Yazıları

3 Ağustos 2013 Cumartesi

Televizyonda Daha Çok Güzel Hareket Gerek

Yılmaz Erdoğan sıfırdan yarattığı tiyatrosunda yıllar sonra bir tiyatro okulu kurarak bu okulun haftalık sınavını bizlerle paylaştığı “Çok Güzel Hareketler Bunlar” isimli bir televizyon programı vardı. Şimdileri sadece sahne gösterileriyle çalışmalarını sürdürüyorlar.

Türkiye’deki televizyon izleyicisinin tiyatroya yönelik ilgisini arttırmak için televizyonu “Bir Demet Tiyatro” döneminden beri çok iyi değerlendirmiş olan Yılmaz Erdoğan, BKM Mutfak ekibiyle oluşturduğu “Çok Güzel Hareketler Bunlar” sahne projesiyle tiyatroyu televizyona taşıdı. Elbette ki sahne gösterileri de ihmal edilmedi. Turnelerle belki de pek çok kişiyi ilk defa bir tiyatro havasıyla tanıştırdı.

Şu sıralar sadece tekrar bölümlerini izleyebiliyorsunuz. Ancak ekibin başarılı isimleri farklı projelerde izleyiciyle buluşmaya devam ediyor. Örneğin Star TV’deki “3 + 1”  isimli farklı bir talk show programı var. Eser Yenenler, Oğuzhan Koç, İbrahim Büyükak tarafından sunulan bu program keyifli, neşeli ve bol kahkaha vaat ediyor.

BKM Mutfak bu televizyon projesiyle pek çok komik karakter yarattı. Hıyarlı Baba, Havuçlu Anne, Tabutçu Recep, Boğaç ve pek çok devamlı hale gelmiş tiplemeler ortaya çıktı. Bu karakterler elbette kendini zaman zaman tekrar etti. Ama yaratıcılığa mani olmadı. Kısa sürede çok sayıda skeç yazıp sahneye kondu. Bu çok önemli bir başarıydı.

Bunun televizyonda yapılması, tiyatronun televizyonda tüketime sunulması noktasında çok eleştirildi. Ama başka bir açıdan baktığınızda tiyatro izlemenin bir televizyon dizisi izlemekten daha eğlenceli olabileceğini göstermiş olması adına da tiyatro sanatına iyi bir katkısı olduğunu düşünüyorum.

Yılmaz Erdoğan’ın çarpıcı mizah anlayışı, doğduğu toprağın acılarıyla harmanladığı bir gülümseyiş gibi… Onun mizah anlayışının ürünü öğrencileri gülümseyişimize kimi zaman hüzün de kattı işte bu yüzden. Çünkü Yılmaz Erdoğan’a göre adam gibi ağlamasını bilmeyenin kahkahasından da hayır gelmezdi. İyi mizahın içinde hep bir hüzün unsuru olmalıydı.

Çehov’un oyunlarında da sık sık, aslında komik olmayan ve hüzünlenilmesini gerektiren bazı olayların mizah malzemesi olduğunu görürsünüz. İyi bir dramın içinde komedi unsurunun, iyi bir komedinin içinde de bir parça hüzün olması, bu sahne gösterilerini unutulmaz kılıyor.

Yılmaz Erdoğan sinemasında da gördüğümüz bu…  O, hüzünlü bir karakteri mizahın içine ustaca yerleştirebiliyor. Hüzünlü bir olayı bir komedi filmi içine çok güzel bir şekilde yerleştirebiliyor.

Televizyon izleyicisinin artık daha hareketli ve hızlı ilerleyen yapımlara ihtiyacı var. Saatlerce birbirine bakan dizi film karakterlerini izlemekten artık sıkılmış olan izleyicinin, “Çok Güzel Hareketler Bunlar” gibi, “Güldür Güldür” gibi ve elbette tiyatro eğitiminde kullanılan çalışmaları bir dönem televizyon şovu haline getirmiş Mahşer-i Cümbüş ekibinin “Anında Görüntü” programı gibi yeni programlara ihtiyacı var.

Hoş… İzleyicinin ihtiyacına uygun karşılık, televizyonda yoksa internette zaten var. İşte  o yüzden televizyon programı yapımcılarını içinde bulunduğu küçük krizden kurtaracak yol da işte o zengin içeriği televizyona kazandırmak…




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder