Yılmaz Erdoğan sıfırdan yarattığı
tiyatrosunda yıllar sonra bir tiyatro okulu kurarak bu okulun haftalık sınavını
bizlerle paylaştığı “Çok Güzel Hareketler Bunlar” isimli bir televizyon
programı vardı. Şimdileri sadece sahne gösterileriyle çalışmalarını sürdürüyorlar.
Türkiye’deki televizyon
izleyicisinin tiyatroya yönelik ilgisini arttırmak için televizyonu “Bir Demet
Tiyatro” döneminden beri çok iyi değerlendirmiş olan Yılmaz Erdoğan, BKM Mutfak
ekibiyle oluşturduğu “Çok Güzel Hareketler Bunlar” sahne projesiyle tiyatroyu
televizyona taşıdı. Elbette ki sahne gösterileri de ihmal edilmedi. Turnelerle
belki de pek çok kişiyi ilk defa bir tiyatro havasıyla tanıştırdı.
Şu sıralar sadece tekrar
bölümlerini izleyebiliyorsunuz. Ancak ekibin başarılı isimleri farklı
projelerde izleyiciyle buluşmaya devam ediyor. Örneğin Star TV’deki “3 + 1” isimli farklı bir talk show programı var.
Eser Yenenler, Oğuzhan Koç, İbrahim Büyükak tarafından sunulan bu program
keyifli, neşeli ve bol kahkaha vaat ediyor.
BKM Mutfak bu televizyon
projesiyle pek çok komik karakter yarattı. Hıyarlı Baba, Havuçlu Anne, Tabutçu
Recep, Boğaç ve pek çok devamlı hale gelmiş tiplemeler ortaya çıktı. Bu
karakterler elbette kendini zaman zaman tekrar etti. Ama yaratıcılığa mani
olmadı. Kısa sürede çok sayıda skeç yazıp sahneye kondu. Bu çok önemli bir
başarıydı.
Bunun televizyonda yapılması,
tiyatronun televizyonda tüketime sunulması noktasında çok eleştirildi. Ama
başka bir açıdan baktığınızda tiyatro izlemenin bir televizyon dizisi izlemekten
daha eğlenceli olabileceğini göstermiş olması adına da tiyatro sanatına iyi bir
katkısı olduğunu düşünüyorum.
Yılmaz Erdoğan’ın çarpıcı mizah
anlayışı, doğduğu toprağın acılarıyla harmanladığı bir gülümseyiş gibi… Onun
mizah anlayışının ürünü öğrencileri gülümseyişimize kimi zaman hüzün de kattı
işte bu yüzden. Çünkü Yılmaz Erdoğan’a göre adam gibi ağlamasını bilmeyenin
kahkahasından da hayır gelmezdi. İyi mizahın içinde hep bir hüzün unsuru
olmalıydı.
Çehov’un oyunlarında da sık sık,
aslında komik olmayan ve hüzünlenilmesini gerektiren bazı olayların mizah
malzemesi olduğunu görürsünüz. İyi bir dramın içinde komedi unsurunun, iyi bir
komedinin içinde de bir parça hüzün olması, bu sahne gösterilerini unutulmaz
kılıyor.
Yılmaz Erdoğan sinemasında da
gördüğümüz bu… O, hüzünlü bir karakteri
mizahın içine ustaca yerleştirebiliyor. Hüzünlü bir olayı bir komedi filmi
içine çok güzel bir şekilde yerleştirebiliyor.
Televizyon izleyicisinin artık
daha hareketli ve hızlı ilerleyen yapımlara ihtiyacı var. Saatlerce birbirine
bakan dizi film karakterlerini izlemekten artık sıkılmış olan izleyicinin, “Çok
Güzel Hareketler Bunlar” gibi, “Güldür Güldür” gibi ve elbette tiyatro
eğitiminde kullanılan çalışmaları bir dönem televizyon şovu haline getirmiş
Mahşer-i Cümbüş ekibinin “Anında Görüntü” programı gibi yeni programlara
ihtiyacı var.
Hoş… İzleyicinin ihtiyacına uygun
karşılık, televizyonda yoksa internette zaten var. İşte o yüzden televizyon programı yapımcılarını
içinde bulunduğu küçük krizden kurtaracak yol da işte o zengin içeriği
televizyona kazandırmak…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder