Spor Haberleri

Köşe Yazıları

10 Ağustos 2013 Cumartesi

Bülent Arınç'ın Sevmediği Türkü ve GDO'lu Ayran

Bülent Arınç Vardar Ovası türküsündeki rakı geçen kısmı dinleyince rahatsızlığını dile getirmişti geçen gün. Ne diyordu orada? “Kazanamadım rakı parası”

İçkiyi sağlıksal sebeplerle sınırlandırmak istediğini iddia eden iktidar, bunu aslında dini sebeplerle yaptığını gizlemeye çalışsa da her şey ortada. Evet… İçki sağlığa zararlı… Her şeyin fazlası da öyledir. Örneğin bir oturuşta bir kilo portakal indirin mideye. Bakın neler oluyor. Ayranın da fazlası zararlıdır mesela. Ama ona sonra döneceğiz.

İçkinin toplum sağlığı gerekçe gösterilerek yasaklanması da başka ciddi bir toplumsal sorun… İktidarın dediğim dedik tavrının kişisel tercih ve yaşam tarzlarına yönelik devam ediyor olması, ruh sağlığı açısından tehlikeli olsa gerek. Hele ki televizyon dizilerinde içki içen karakterlerin kötü örnek oluşturduğunu söyleyen Bülent Arınç, bunların yasaklanmasını isteyerek bir üretime de müdahale etmiş oluyor. Yaptıkları anketteki toplumun %80’inin içki kullanmadığı sonucunu göstererek, insanlar içki içmiyorlar diye özendirerek onları içkiye sevk etmeye çalışıldığını ima ediyor. Yok, ima etmiyor. Direkt olarak söylüyor bunu. Oysaki içki hep vardı sinema ve televizyonlarda. %80’i içki kullanmıyorsa, demek ki ortada başarılı olmuş bir özendirme yok. Demek ki içkinin televizyonda görünmesi, toplum sağlığına tehdit değil. Ayrıca bu %80 çok inandırıcı da değil. Bazı istisnalar hariç her mahallede en az 2 meyhane varken, “şiş kebap-rakı” gibi turistik bir ikilimiz varken, şarkılarında, türkülerinde şarap, rakı, konyak gibi öğeler varken, bir içki kültüründen söz etmemiz kaçınılmazdı. Bakan Bey bunu bu sefer atlamadı.

Şimdi de Başbakan’ın geçtiğimiz haftalardaki “milli içkimiz, ayrandır” çıkışını hatırlayalım. Ayran sağlıklıdır. Doğru… Hiçbir itirazımız yok. Ama GDO’lu yemlerle beslenen ineğin sütü ne kadar sağlıklıdır? O ayran sağlığımıza tehdit olmaz mı o zaman?

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in, “GDO zarar verirse, hayvana verir. İnsana bir şey olmaz” dediğini biliyor musunuz? Bu açıklama pek çok açıdan hastalıklıdır zaten. Birincisi, hayvana değer vermiyor olmaları, ikincisi GDO’lu yemle beslenen hayvandan elde edilen ürünlerin GDO’dan arınamayacağı gerçeğini örtbas etmeleri… GDO’lu yemin daha ucuz olması ve Batı’dan ithal edilen besi hayvanlarının bu yolla daha ucuz et üretimi sağlaması, bu yalanı toplum tarafından nasıl kabul edilebilir kılar? Toplumu anlamakta zorlanıyorum açıkçası.

İşte ‘milli içkimiz ayran’ bu kadar sağlığa zararlı şartlarda üretiliyorken, nasıl bir toplum sağlığı hassasiyetinden bahsedeceğiz? Nükleer santral inadı, termik santral inadı, hidroelektrik santral inadıyla toplum için nasıl sağlıklı ortam oluşturmayı hedefliyor olabilirler mesela?

İnsanlara her gün tüketmesi önerilen temel gıdalarda GDO varken, toplum sağlığı adına içkiyi yasaklamak hiç de samimi değil, kimse kusura bakmasın. Hükümetin icraatlarında toplum sağlığının önemsendiğini düşünmüyorum. Öyle olsaydı, yukarıda bahsettiğim diğer konularda hassas olması beklenirdi. Madem öyle değil, içki yasağından sağlığımızı düşünerek değil, yaşam tarzlarımızı yok etmeyi düşünerek bahsettiklerini söylemek için elimizde çok fazla veri var demektir. Televizyonlarda içkinin yasaklanması, bunu hayatlara kabul ettirmek için bir adım olamaz mı?

Bunları anlayamayacak haldelerse gel de içme bu akşam! Gerçi ben de kazanamadım rakı parası, ama olsun.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder