Spor Haberleri

Köşe Yazıları

1 Ağustos 2013 Perşembe

Antik Uzaylılar ve Tanrı Enki'nin Kayıp Kitabı

Burada söyleyeceğim hiçbir şey bilimsel bir temele dayanmıyor. Tanrı, din, teknoloji, açıklanamayan olaylar gibi pek çok konuda bilimsel açıklama getirildiğinde benim görüşüme göre bu, evrende yalnız olmadığımız gerçeği olacak.

Bugün Dünya dışı varlıklar tarafından tarih boyunca ziyaret edildiğimizi söylediğimde belki de çoğunuz beni bilim kurgunun esiri bir hayalci olarak düşünecek.

Ancak böyle bir olasılığı reddettiğinizde açıklamasını var olan tezlerle yapamayacağınız çok sayıda olayla karşılaşırsınız. Açıklamak istemiyorsanız amenna… Ancak açıklamak istediğinizde izleri takip ederken buluyorsunuz kendinizi.

Antik Çağ’da yaşamış atalarımızın bize bir şeyler söylemek istediğini hiç düşündünüz mü? Mağara duvarları, piramitlerin içlerinde, çok sayıda antik tablette başlarında fanusla uçan adamlar tasvir edilir.

Eski Sümer Yazıtları’nda ise “yukarıdan aşağı inenler” olarak belirtilen tanrılardan söz edilir. Sümer Yazıtları’na göre “tanrılar” insanı yaratmak için mevcut genetik bilgiye sahipti. Bunu ise Sümer Yazıtları üzerine çalışmalar yapan bilim adamları DNA’yı gösteren ikili sarmalın, birbirine sarmalanmış çift yılan olarak sembolize edildiğini iddia ediyorlar. İşin garibi biz sadece Sümer tarihinde bunlarla karşılaşmıyoruz. Benzer pek çok tablet ve yazıtı Güney Amerika uygarlıklarında, Yunan ve hatta Kuzey Avrupa antik çağında da görebiliyoruz. Hepsinde uçan insanlar ve cisimler göze çarpıyor.

Uçan insanlardan bahsettiğimde kafalar karışabilir. İnsansı bir canlının durup dururken uçabilecek yeteneğe sahip olması mümkün değil… Peki ya bir teknolojiye sahipse? Başka bir gezegenden gelen ileri teknoloji sahibi canlılarsa?

Uçan bir varlık gören atalarımız da o uzaylı ziyaretçileri tanrılaştırdıysa?

Bütün dinlerin, tanrı kavramının açıklamasını burada arayabilir miyiz? Hassas bir konu, biliyorum. O yüzden bu konuda pek haddimi aşmayacağım.

Bilimsel bir araştırma yapmaya kalkışmadım elbette. Benim elde ettiğim bilgilere herkes internet yoluyla ulaşabilir. Sümer Yazıtları bu anlamda hem çok iyi bir kaynaktır, hem de pek çok dinin temelini oluşturur. Hatta bir noktada öyle bir kısımla karşılaşırsınız ki “yaradılış da evrim de doğruymuş” diye bir sonuç çıkarmanız işten değil…

Zecharia Sitchin’in “Enki'nin Kayıp Kitabı: Dünya Dışı Bir Tanrının Hatıraları ve Kehanetleri” isimli kitabını okuduğunuzda Sitchin’in Sümerce yazılmış 14 kil tabletin deşifresiyle karşılaşacaksınız. Bu kitap ya Dünya’ya bakış açınızı değiştirecek ya da başka bir ‘deli saçmasını’ daha elinizin tersiyle iteceksiniz.

Ama bu tabletlerin deşifrelerinde, genetik, astronomi, tarım, kısaca insanın günümüzdeki tüm uğraşlarının on binlerce yıl önce Dünya’yı ziyaret edip bir uygarlık meydana getiren uzaylı ataların sahip olduğu teknolojiyle mümkün olduğunu gördüğünüzde içinize bir kurt da düşecek.

Yunan Mitolojisinde Tanrı Zeus’un insanı kendi suretinden yarattığını söyleyip, sonra tanrısal özellikleri sınırlayarak insanı sıradan bir canlıya dönüştürmesi pek çok inanışta, dinde mevcuttur. Ancak tanrılar (belki de tanrının ulakları, yani melekler) insanlara âşık olup onlarla sevişti ve çocuk sahibi oldu. Bu çocuklar yarı insan, yarı tanrıydı. Üstün varlıklardı. Buna benzer başka olaylar da yine Sümer uygarlıklarında görülmüş, 3 dinin de kitabında bahsedilen “devler” olarak anılmışlardır. Ancak dev kavramı, üstün ve çok güçlü bir varlığı sembolize etmek içindi. Görünüşte “dev” diye bir şey yoktu.

Antik uzaylılara inanan bilim adamlarına göre, Dünya dışı varlıklar bizi tarih boyunca ziyaret etti; ta antik dönemden hatta Dünya’da insan dahi yokken ziyaretlerine başladı. Sitchin’in kitabını okuduğunuzda bu ziyaretlerin sebeplerini de görebilirsiniz.

O kitapta, göksel arabaları, iniş alanlarını, bugünkü lap top ve tabletleri düşündüğünüzde daha iyi anlayabileceğiniz bilgiyi barındıran taş tabletleri göreceksiniz. İşte o zaman belki de gökyüzüne baktığınızda daha fazla dikkat edeceksiniz.

Şimdi diyeceksiniz ki “bu adamın kafa gitmiş galiba.” Bütün bu anlattıklarım benim hayal ürünümün ya da başka birilerinin hayallerine inanışımın bir sonucu olabilir. Ya Antik Çağ’daki atalarımız? O resimleri çizerken bize insanüstü canlılarla ilgili bir mesaj vermek istemiş olamazlar mı? Tanrıları kanatlı olarak resmederek bize onların uçabildiğini mi anlatmaya çalışıyorlardı?

Haydi, bilim kurgunun etkisinde fazla kaldık diyelim. Sümer Yazıtlarını yazan ya da yazdıran varlık en son hangi bilim kurgu filmi izlemiştir acaba?



2 yorum: