Spor Haberleri

Köşe Yazıları

1 Ağustos 2013 Perşembe

Edebiyat Dünyasının Izdıraplı Devi Edgar Allan Poe

Edgar Allan Poe, 19 Ocak 1809 tarihinde Boston’da dünyaya geldi. Her ikisi de oyuncu olan anne ve babasını çok küçük yaşta kaybedip öksüz kaldı.

Kumara ve içkiye düşkünlüğünden dolayı ilk gençlik yıllarında Virginia Üniversitesi’nden kovulmuş, herkes eğitimdeyken şiir yazmasında dolayı da West Point Harp Akademisi’nden de ayrılmak zorunda kalmıştı. Poe’nun geçmişi işte bu kadar acılı olaylar ve başarısızlıklarla doluydu.

Bununla da kalmamış, zengin bir tüccarın evlatlığı olan Poe, üvey babası tarafından serkeş davranışlarından ötürü dövülüp sokağa atılmıştı. Poe o eve bir daha hiç dönmedi. Kuzenlerinden biri olan Virginia Clem ile evlendi. Bu evlilik sanılanın aksine Poe’nun hayatının en mutlu evliliği olmuştu. Hem de en güzel öyküleri, onunla evliliğinin ürünü oldu.

Edebiyat dünyası açısından Poe’nun altın dönemi sayılsa da fakirliğine hiçbir zaman engel olmadı. Edebiyat dünyasının sağlığında kıymeti bilinemeyen ustaları arasında yer aldı hep. Öyle ki 10 yılda tamamladığı ve ne emeklerle yazdığı, her bir parçasını defalarca silip yeniden kaleme aldığı “Canavarlar” isimli eserini, 10 Dolara satmak zorunda kalmıştı. Poe böylelikle günlük olarak giderlerini bir ölçüde karşılayabildi. Sağlığında değerinin bilinmemesine iyi bir örnek vermek gerekirse, geçtiğimiz yıllarda bir müzayedede el yazması bir eserinin 10.000 Dolara alıcı bulmuş olmasını söyleyebiliriz.

Poe yazarlıkta çok başarılı olduğu dönemlerde bile fakirliğini muhafaza etti. 3 Dolara kiraladığı ve bugünlerde New York’ta müze olarak kullanılan evinin bahçesinde yetiştirdiği bitkilerle evinin gıdasını sağlıyordu.

1833’te “Baltimore Saturday Visiter” tarafından düzenlenen yarışmada, “MS. Found in a Battle” (Şişede Bulunan Not) isimli öyküsüyle birincilik kazandı. Bir önceki yılda Saturday Cournier’da basılan beş öyküsüyle kazandığı birincilikten sonraki bu başarısı, Poe’nun ününü ülke geneline yaymasını sağlamıştı. Yazarın 1834’teki “The Visionary” (Vizyoner) isimli öyküsünün Godey’s Lady’s Book’ta yayımlanmasının bu süreci daha da hızlandırdığını belirtmeyi atlamayalım.

Fakirlik hiçbir zaman peşini bırakmadı elbette. Çok sevdiği eşi Virginia, gıdasızlıktan dolayı yakalandığı hastalık sonucu hayatını kaybedince, Poe’nun acılı günleri yeniden başladı. Cenazeyi kaldıracak parası olmayınca, komşusunun maddi desteğiyle cenaze kalktı ve Virginia’nın kimsesizler mezarlığına gömülmesinden son anda kurtulmuş oldu. Eşinin ölümünün ardından dünyanın en acılı şiirleri meydana geldi. “Annabel Lee” isimli şiir işte bu sürecin doğurduğu bir şiir olarak sanılır. Genç ve güzel bir kadının ölümü temalı şiir buna benzer pek çok şiiriyle benzerlik taşır. Şiiri sizlerle paylaşmak istiyorum.

Annabel Lee

Senelerce, senelerce evveldi
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı bileceksiniz
İsmi; Annabel Lee
Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekten başka beni
O çocuk ben çocuk, memleketimiz
O deniz ülkesiydi
Sevdalı değil karasevdalıydık
Ben ve Annabel Lee
Göklerde uçan melekler
Kıskanırlardı bizi
Bir gün işte bu yüzden göze geldi
O deniz ülkesinde
Üşüdü bir rüzgârından bulutun
Güzelim Annabel Lee
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni
Mezarı oradadır şimdi
O deniz ülkesinde
Biz daha bahtiyardık meleklerden
Onlar kıskanırdı bizi
Evet! Bu yüzden "Şahidimdir herkes ve deniz ülkesi"
Bir gece rüzgârından bulutun
Üşüdü gitti Annabel Lee
Sevdadan yana kim olursa olsun
Yaşça başça ileri
Geçemezlerdi bizi
Ne yedi kat göklerdeki melekler
Ne deniz dibi cinleri
Hiç biri ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel Lee
Ay gelir ışır, hayalin erişir
Güzelim Annabel Lee
Orda gecelerim uzanır beklerim
Sevgilim, sevgilim, hayatım, gelinim
O azgın sahildeki
Yattığın yerde seni...

Görüldüğü gibi, genç ve güzel kadının ölümü teması, edebiyat tarihinin en acılı şiirlerinden birini ortaya çıkarttı. Virginia’nın ölümü ilham olmuş olsa da aslında Poe’nun dünyanın en hüzünlü olayının bu tema üzerine kurduğu, eskiden beri biliniyor.

Poe 7 Ekim 1849’da Baltimore’da öldü. 19. yüzyılın küçücük aralığı içinde ürettiği, dünyanın en gizemli, kurgusal örgüsüyle başyapıt eserlerini peşinde bıraktı. 21. yüzyılda bile çağdaşlığını koruyan yazın âleminin ızdıraplı devi Edgar Allan Poe, kesinlikle okunması gereken bir usta… Başarısız olmuş fanzin öykü denemeleri bile, bugünün sağlam öyküleri arasında yer alabilir.

Zamanında anlaşılamayan tüm ustalara saygı babında, Edgar’a selamlarımla…



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder