Silivri’deki Ergenekon davası
nihayet sonuçlandı. Darbeye teşebbüsle suçlanan komutanlar ve buna yardım eden
gazeteciler… Oysa gazeteci ve yazarların böyle bir dava içinde suçlu olarak
anılması rahatsızlık verici…
Üstelik mahkeme kararında mafya adamlarının aldığı cezayı katlayan cezalar aldı yazarlar. İçlerinde milletvekili olmuş insanlar da var. Gerçi yazıyı kaleme aldığım dakikalarda Mehmet Haberal’ın verilen cezasına rağmen tahliye edildiğini öğrendik. Mustafa Balbay da aynı sürprizle tahliye edilebilir. Bilemeyiz.
Asıl mesele bir darbe örgütünün
yargılanması değil. Darbe yargılanmalı. Ülkenin karanlık geçmişiyle
hesaplaşmalı. Ancak o geçmişin kılına dokunulmuyor ki. 12 Eylül için ne yapıldı
mesela? Yaşar Büyükanıt’ın e-muhtırasına nasıl bir işlem yapıldı? Mehmet Ağar
daha geçen aylarda ‘tertemiz’ tahliye olmadı mı? Ağar 90’ların tüm karanlık
olaylarından sorumlu değil miydi?
Şu sonuç çıkıyor. Darbe
yaptığında ve ülkeyi dönüştürmeyi başardığında kralsın. Kılına dokunamaz kimse.
Ama eğer iktidara muhalifsen ve bunun için en küçük bir örgütlenme içinde dahi
olsan zaten sonuna kadar Ergenekoncu ilan ediliyorsun. Askerler, yazarlar,
gazeteciler, siyasetçiler… Aralarında suç işlemeyi planlamış insanlar olsa
bile, bugün cinayet işlemeye teşebbüs eden hatta işleyen insanların elinin
kolunu sallayarak dolaştığı bir ülkede adaletin nasıl bir akıl tutulması
yaşadığını gösteren bir karardı bu Ergenekon kararı. Ne yazık ki suçluyla
suçsuzu birbirine karıştırarak pek çok insana terörist yaftası yapıştırarak
büyük bir vicdani suç işlenmiş oldu aslında.
Hizbullah cinayet eylemlerine
rağmen tahliye edilirken, Sivas Katliamı zamanaşımıyla tarihe karıştırılırken,
adaletin yerini bulması zaten beklenebilen bir şey değildi. Üstelik bu
yargılanmanın da adil bir ortamda gerçekleştiğini kimse söyleyemez. Hiçbir
yargılama bir hapishanede yapılmamıştır. İddianame konusunda toplumun ikna
edildiği de söylenemez. Bunu da pek istediklerini sanmıyorum.
Yukarıda da söylediğim gibi
suçluyla suçsuzun birbirine sokularak kafaları karıştıran bu dava, gerçekleşen
darbelerle bir hesaplaşma yaşanmayan ülkemizde vicdanları rahatsız edecektir.
Ergenekon, başlangıcında bir derin devlet hesaplaşması gibi görünerek bir yüz
akı olmaya adaydı. Ancak korkarım gelecekte utanarak anacağımız bir süreç
olarak tarihe geçecek.
Ülkenin demokratları sırf
darbeciler yargılanıyor diye verilen cezaları alkışlayacak mı? Tek suçu
gazetecilik olanların yatacakları senelerin hesabını kime soracağız?
Alkışlayanların adalete ihtiyaçları olmayacak mı bir gün? Peki, darbeyi
gerçekleştirmenin cezası ne olacak? Onu ne yapalım?
İnanın ceza alan sanıkların
listesini yapmaya kısmen bile olsa elim varmıyor. Mazur görünüz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder