Spor Haberleri

Köşe Yazıları

13 Ağustos 2013 Salı

'Kurtarılmış' Bölge Afyon

Yine ülke gündemi bal gibi. Tadından yenmiyor! Geçen ilkbaharda okullarda okutulan hikâye kitaplarında başörtülü penguen gündemdeydi. Tepkiler üzerine kitabın dağıtımını yapan kitapevi bir açıklama yaptı. Kitabın orijini Hindistan'dı. Aslına uygun olarak çevrilmişti ve görsellere hiçbir şekilde müdahale edilmemişti. Bu açıklama tepkileri bir parça haksız çıkarsa da sonucu değiştirmez. Başörtülü penguen olan bir kitabı seçen adam yine hatalı. Çünkü burada sorun çocukların kafalarına yerleştirilen algı. Bilinçaltına yapılan aleni saldırı.

Bu konuda bir diğer husus da şu. Bir arkadaşımın söylediğine ve benim de teyit ettiğime göre, penguen ailesinde reis dişi penguendir. Kitaptaki resimlerde dişi penguen annelik yapıyor, ama o iş gerçek hayatta erkeğin üzerindedir. Dişi de avlanır, evine ekmek getirir. Bakarsınız bizimkiler penguenlerin toplum yaşamına da müdahale ederler. Neyse. Konu dağılıyor gibi, ama toparlayacağım.

Şimdi anlatacağım hikâye de Afyon'da geçiyor. Türkiye gündeminin "e daha ne olacaktı?" kategorisine geçen yıl ilk sıradan girmiş olan içki yasağı uygulamasıyla Afyon pilot bölge oldu.

İslami yaşam tarzının bireyin tercihine bırakılmaması asıl sorunumuz. Birilerinin yasaklarıyla, zorlamalarıyla bunu empoze etmesi demek, daha önce de çokça söylemeye çalıştığım gibi dine yönelik bir yıpratmadır aslında. Tabii bu yasakla ilgili olarak yapılan savunma da çok bilindik. İçki içilen bölgelerde halkın şikâyetleri. Nasıl gelişmiş bir şikâyet kültürümüz var bizim öyle? Göz yaşartıcı...

Yokladılar, baktılar ki kimsenin umurunda değil. İkinci bombayı patlattılar. Okullarda mescit uygulamasıyla en yukarıda bahsettiğim olayda olduğundan biraz daha farklı bir yöntemle amaçlarını direkt olarak empoze etmeye başladılar. Bunun gerekçesi de din ve vicdan hürriyetiydi. Bu da çok bilindik bir bahaneleridir.
Afyon işte bu tip uygulamalara direnç göstermeyerek gerici yaşam tarzı mühendisliğinin avuçları arasına düşmüş oldu.

Afyon, "e daha ne olacaktı?" ile "yuh artık" kategorisi arasında kararsız kalınan gündem maddelerini "e daha ne olacaktı?" kanıksanmışlığına ve yılmışlığına yerleştirdi. İlk iki gündem maddesi çok tutulup çabuk bırakılınca, üçüncü yetişiverdi Değerli okuyucu; alıştıra alıştıra geldik sonunda yazının son durağına.

Üçüncü Afyon gündemimiz haremlik selamlık belediye otobüsü uygulaması. Kadınlara özel bu otobüs kampanya için olsa gerek, ücretsiz. Belediye otobüsünün ücretsiz oluşu, sosyal bir hizmet görünümü verilmiş oltadır, kimse kusura bakmasın. AKP'li belediye Afyon'daki bu pilot bölge uygulamasının yeni ayağıyla bir yoklama daha çekiyor. Eminim, Afyon halkı bunu memnuniyetle kabul edecektir. Temel sorunlarımızdan biri de halkın saçmalıkları kabul etme becerisidir ya zaten. Hele ki bu saçmalıklar hizmet görünümü verilerek gerçekleştiriliyorsa toz kondurmazlar.

AKP'li belediyenin gerekçesi, otobüslerdeki hırsızlık olayları ve ahlaka aykırı davranışlar. Bu da bilindik. Hırsızlık olaylarını da araya sıkıştırıp tepki verecek insanları hırsızlık şebekesi reisi ilan ederler, en çok da tacizci ilan ederler tabi... Olur biter. "Her şey kadınımızın huzuru için" diyeceklerdir. Kadını toplum yaşamından git gide uzaklaştırmak için kadın haklarını savunuyor gibi yapacaklardır. Her yanı çelişkilerle örülü yurdum benim.

İşte bu toplum mühendisliği ne yazık ki toplumun gönül rızasıyla gerçekleşecek. Bu yazdıklarımdan dolayı beni Sözcü gazetesi kafasında Kemalist tipi İslam fobisi sahibi olarak görecekler çıkarsa diye söylemiş olayım bir nevi cevaben. Afyon'da olanların açıklamasını tutarlı bir şekilde yapın da bu olası eleştiri balondan ibaret kalmasın.

Afyon'da içkinin yasak oluşundan dolayı insanların 100 km yol kat edip Uşak'a gidip içkili eğlencelerini yaptığını biliyor musunuz? Bizzat gidip gördüğüm için, bu haberin abartı ya da çarpıtma olmadığını biliyorum. O yüzden bu "çarpıtmadır" savunması sökmez.

Yazının başında aslında sonda söylemem gereken bir konudan bahsetmiştim. O bir puzzle parçası olarak boşlukta dururken Afyon'da olan bitenlerle toplum mühendisliği çalışmalarının kararlılıkla sürmekte olduğunu ve halkın buna direnmemesi yüzünden hiç durmayacağını görmemizi sağlıyor. "Durmak yok, yola devam" derken en büyük motivasyon kaynakları bu pasiflik belki de.

Bu bir pasiflik değil de bir gönüllülükse şimdiden söyleyeyim. Geleceğin olası baskılarına dövünen çıkarsa diye. "Kendi düşen ağlamaz"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder