“Yalan Dünya” ve “Leyla ile
Mecnun” dizileri hakkında, özellikle Yalan Dünya’nın, diğeriyle aynı güne
alınmasıyla başlayan bir kıyaslama rüzgârı, internet sözlükleri ve Twitter’da
epey bir süre esmişti; takip edenler hatırlayacaktır. Ancak birbirleriyle asla
kıyaslanamayacak bu iki dizi, iki ayrı kulvarda ve bence Türkiye
televizyonlarında yüksek kaliteye sahip birer yapım…
Tamam, kabul ediyorum. “Leyla ile
Mecnun” karakterleri insana, sokağa daha yakın… Ama kabul etmek gerekir ki
dizide gerçekle ilişkisi olmayan unsurlar var. Konuşan kırlent vardı birkaç
bölüm. Ve aksakallı dede karakteri var. Bir dizinin güldürebilmesi ve
beğenilmesi için karakterlerin gerçek olması gerekmediğini gördüğümüze göre,
iki diziyi karşılaştırırken, birinin diğerinden daha gerçek olduğunu söylemenin
yersiz bir kıyas olacağını da anlamış olduk.
Bir kere “Yalan Dünya” bir durum
komedisi… “Leyla ile Mecnun” ise kalıpların dışında ve absürt mizahın
Türkiye’deki tek örneği… Karakterleriyle ilgili de küçük bir analiz gerekirse,
“Yalan Dünya” Gülse Birsel’in başarılı gözlem kabiliyetinin bir ürünüdür,
diyebiliriz. Ancak diğerinde karakterler bir gözlemin sonucu çıkmış olamaz.
Çünkü bir “İsmail Abi,” bir “Erdal Bakkal,” bir “Mecnun,” ve bir “Aksakallı
Dede” hangi gözlem sonucu çıkabilir? Metonya diye bir ülke gerçekle alakalı
olabilir mi? Ya da İsmail Abi’nin Dostoyevski’yi kitabını bastırmak için
yayınevlerini gezdirmesi mümkün mü? İşte tam da bu noktada ciddi bir tarz
ayrımının olduğunu görüp iki diziyi kıyaslamaktan vazgeçmek gerek…
“Leyla İle Mecnun” absürt mizahta
sessiz sedasız bir fenomen ve kötü karakterlerin bile sevilebildiği bir dizi
haline gelmiştir. Daha önce bu diziyle ilgili yazdığım yazıda belirttiğim gibi,
Türkiye televizyonlarında çığır açmış bir anti-kahraman dizisidir. Bu noktada
da asla kıyas kabul etmez. Hele ki kendi kulvarında en iyisi olan “Yalan Dünya”
ile hiç kıyaslanmamalı. Ancak Türkiye izleyicisi bir televizyon dizisini bile
takım tutar gibi izliyor. Ve maalesef ki kendi izlediği dizinin diğerlerinden
daha iyi olduğunu kabul ettirmeye çalışıyor. Kimse kusura bakmasın. Bunu en çok
“Leyla ile Mecnun” izleyicisinde görüyorum. Başka bir diziyle karşılaştırmaya
gitmek, bir kere “Leyla ile Mecnun” dizisini anlayabilmiş olanlar için söz
konusu olmamalı.
Ben her iki dizinin de sıkı bir
takipçisiyim. Neyse ki saatlerinde ciddi bir çakışma olmuyor. Buna rağmen
“Yalan Dünya” dizisinin reytinglerinin düştüğünü iddia edenler oldu. Ben böyle
bir şeyi olası görmüyorum. Dizi bahsettiğim gibi, ülkedeki diğer “sit-com”
denemelerinin kalite olarak çok üstünde bir iş. İddia edildiği gibi halktan
kopuk, halkı aşağılayan bir yapısı da yok. Üçkâğıtçı karakterlerin Anadolulu
olduğu doğru, ama Anadolulu olup da iyi olan insanlar da var dizide. Popülist
bir yaklaşımla eleştirilmeyi hak etmiyor.
Ayrıca “Yalan Dünya” kendi içinde
bulunduğu dünyaya bir göndermedir. Ve çok daha önemlisi “ünlü ve aptal kadın”
karakterlerinin yıllarca boy gösterdiği komedilerden sonra, “ünlü ve aptal
erkek” karakterleri bizlerle tanıştırmış bir dizidir “Yalan Dünya.” Sadece bu
bile onu farklı yapabilir.
Orçun, Selahattin, Nurhayat,
Çağatay Koçtuğ, Zerrin, Tülay ve Rıza gibi çok önemli ve başlı başına konu
olabilecek karakterlere sahip… Sadece metniyle değil, verilen rolün üstesinden
gelen oyuncularıyla da “Yalan Dünya” iyi bir dizi…
Sonradan olma kentlinin sonradan
görmeliğiyle de iyi dalga geçiyor ayrıca. Bunun dışında kalabilmiş olanları bir
kenara ayırabiliyor ve böylece toplumu rencide etmiyor. Evli bir adamın
sevgilisi olan pavyon şarkıcısı kadın Tülay’ı yargılamadan, içinde yaşamakta
olduğu hayattan faydalananları “Selahattin” ile karikatürize ediyor. Bu da
başarılı…
Televizyon dünyasının kötü
oyuncuları yıldızlaştırıp, iyileri ise ezmesini Çağatay Koçtuğ ve Ahmet
karakterleriyle anlatıyor. İçinde bulunduğu sisteme eleştiri getirmesi
açısından değerlendirildiğinde de başarılı denebilir. Elbette tam anlamıyla bir
sistem eleştirisi getirdiğini söylemek abartılı olur. Bunu da belirteyim.
Her iki dizi de bahsettiğim gibi
kendi kulvarlarının en iyi temsilcileri… “Leyla ile Mecnun” çok iyi bir absürt
komedi örneği… “Yalan Dünya” da çok iyi bir ”sit-com” ve dünyadaki pek çok
benzer tür dizilerle boy ölçüşebilecek bir komedi dizisi… Diyorum ki artık
kıyaslamasak mı acaba?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder