Soma’da kömür madeninde meydana gelen patlama sonucu
yüzlerce işçinin mahsur kaldı. Son belirlemelere göre ise 205 kişinin cansız
bedenine ulaşıldı. Bu sayının daha da artmasından endişe ediliyor.
Kazanın ardından beklemedim değil. Birileri çıkıp bunu
paralel yapıya bağlayabilirdi. Öyle de oldu.
Twitter’da bir not… “Aylardır kaos
ortamı oluşturarak hükümet yıkmayı hayal eden zihniyet bu amaç uğruna değil
Soma, ülkeyi yakmaktan çekinmez bilin istedim.” Evet, bunu yazan bir insan…
Soma Holding ile AKP arasındaki ilişkiyi kısa bir
özetleyelim. Paralel devlet değil, bizzat hakiki öz devletin sorumluluğunu
gözler önüne biraz serelim.
Soma Holding Maden İşletmeleri Genel Müdürü Ramazan
Doğru’nun eşi Melike Doğru'nun 30 Mart yerel seçimlerinde AKP’den Soma Belediye
Meclis üyesi seçildiği ortaya çıktı. Geçtiğimiz ayın sonunda ise CHP’nin
Soma’daki işçi kazalarıyla ilgili verdiği araştırma önergesi AKP’li
milletvekillerinin engeline takılarak reddedilmişti. Bu durum bize bu kazanın
iç yüzünün, firmanın olası ihmallerinin hasıraltı edileceğini söylemeye
yetiyor.
Twitter’daki bu ‘yüksek zekâ’ ürünü tezden de anlaşıldığı
gibi iktidar yanlısı olmanın çok ciddi sorunları var. İktidar yanlısı
gazeteciler de hep bir ağızdan bu tip faciaların başka ülkelerde de olduğunu
söylüyor. Enerji bakanının yaptığı açıklamada ise Soma’daki madenin önemine
değinilmesi de ayrı bir tuhaflık göstergesi… Başbakan ise vaktinde madencinin
kederi ölüm dememiş miydi?
Bu facianın altındaki sebepleri düşünürken peşinen hükümeti
suçlamak gibi bir gayretim yok. En tarafsız haliyle baktığınızda bile Soma’daki
madenin araştırılmasına karşı çıkan hükümetin, Soma Holding Maden İşletmeleri
Genel Müdürü’nün eşinin AKP’den Soma Belediye Meclis Üyesi seçilmiş olması da
bizi işkillendirmeye yetmeyecek elbet(!)
Eee ne oldu? Bayraklar yarıya indirilip milli yas ilan etti
Başbakanlık. Madencinin kaderi için yas tutacağız. Üç gün… Kutlama yok.
Yukarıdaki ilişkiler devam ettiği müddetçe o madenlerde her işçi yasının
tutulmasını beklemeye mahkûm demektir. Taşeronlaştırma ve işin ehline değil,
yandaşa verilmesi gibi ülkemize has yanlışlıklar devam ediyor. Edecek. O kadar
da normalleşti ki. Dışarıda hemen herkes “ne var canım? Tabii uyum içinde
kiminle çalışacaklarsa onunla çalışacaklar” gibi bir savunmaya geçebiliyor. O
zaman kusura bakmayın. O uyum bizi öldürüyor. O uyum bizi tehdit ediyor. Onlar
birbirlerini pohpohlayacak, birbirlerini kollayacaklar diye biz kendimizi
kollayamayacak hale geliyoruz. Oraya alışveriş merkezi, oraya gökdelen, oraya maden,
buraya santral… Bakarsanız göreceksiniz. Bütün bu ihaleleri kimlerin aldığını
gördüğünüzde her şeyi daha iyi anlayacaksınız.
Şimdi soracaksınız. “Bu ülkede yıllardır maden kazası olur.
Hükümeti suçlamak iş mi?” diye. Evet… O zamanlarda da hükümet suçluydu. Şimdi
de öyle… Şimdiki durum ise artık daha kurumsal hal kazandı. İşte bütün mesele
bu…