6 Mayıs 1972… Türkiye tarihinin utançlarından biri…
Darağacında 3 fidan…
Ülkedeki fertlerin özgürlüğü ve tam bağımsız Türkiye
mücadelesi vermiş herkes gibi onlar da o dönem ‘vatan haini’ olarak
suçlanmıştı. Onlar da o günün ‘paralel’ maşaları olarak gösterilmiş, idamları
meşrulaştırılmıştı.
Günümüzde de hükümet işlediği suçları görünmez kılmak için
suçlarını ifşa edenleri, suçlarına karşı tepki gösterenleri vatan hainliği
kefesine koyarak kendini Yeni Türkiye’nin istiklal mücadelesini veren savaşçı
ilan ediyor. Gerçekten bunun mücadelesini verenleri suçlu göstererek
taraftarlarını da provoke edip saflarını belirgin hale getiriyor.
Dün de böyleydi. Bugün de böyle… Cumhuriyet tarihi boyunca
böyle oldu bu. Bugün idam yok belki… Ama idamların olduğu dönemdeki vicdani
düzey bugünle aynı… “Gezi müebbetlik” diyecek hale gelmiş iktidar kişileri,
ellerine ilk geçen fırsatta darağaçlarını da kurarlardı. O direnişe katılmış
herkes Taksim Meydanı’nda asılırdı. Hatta kimileri Twitter’dan gülücüklü “Alın
size Taksim” mesajları saçardı.
Vicdani anlamda ne değişti? Toplum ne kadar evrimleşti? Hala
gücü elinde bulunduran her kimse, onun arkasında değil mi çoğunluk? Üstelik
gelişmeyi geçtim, gerileme var. Türkiye tarihinde hiç bu kadar iktidar yanlısı
olma yarışı yaşanmamıştı. İktidardan maaşlı gazetecilerin türediği bir ülkede
devlet 3 fidan asmasa da artık, en 3 fidan öyle ya da böyle öldürülür de,
arkasından ‘vatan haini’ diye bağıran gazeteci müsveddeleri sayesinde sistem
yürür bir şekilde.
Kafa aynı kafa…
“Allah devletimizi başımızdan eksik etmesin” anlayışının
bireyin ön planda olduğu toplum düzeni için ne kadar büyük bir engel olduğunu
söylemeye gerek yok. Kendi adına karar verilmesini seven, kafa yormaktan nefret
eden toplumun için en kolay çıkış yoludur. Tıpkı çoğu evlilikte kadının eşinin
sözünde çıkmaması “ben bilmem beyim bilir” demesine benzer… O nasıl kadın erkek
ilişkisinde bir dizi soruna neden oluyorsa, toplum devlet ilişkisindeki benzeri
de aynı sorunlara neden olur.
Devlet, kendine itaat edilmesine alışır. En ufak bir karşı
çıkışla karşılaştığında öfkelenir. Tehditle karşılaştığını düşünür.
Ve en üç fidan asar devlet. En üç fidan vurur, vurdurur.
İdam yok diye sevinmeyelim yani. Polisin ‘masumane’ gaz kapsülü bile öldürücü
olabilir. Geçmişte çocuk idam eden devlet, şimdi sokak ortasında çocuk öldürür.
E ne değişmiş ki şimdi? Deniz, Yusuf, Hüseyin ve niceleri bu zamanda
bulunsalardı, şu an Gezi’de katledilen canlar arasında sayıyorduk. Çünkü
vicdani durum aynı… Çünkü devlet aynı…
Öyle ya da böyle en az üç fidan keser bu devlet.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder