Spor Haberleri

Köşe Yazıları

6 Mayıs 2014 Salı

En az üç fidan asardı devlet!

6 Mayıs 1972… Türkiye tarihinin utançlarından biri… Darağacında 3 fidan…

Ülkedeki fertlerin özgürlüğü ve tam bağımsız Türkiye mücadelesi vermiş herkes gibi onlar da o dönem ‘vatan haini’ olarak suçlanmıştı. Onlar da o günün ‘paralel’ maşaları olarak gösterilmiş, idamları meşrulaştırılmıştı.

Günümüzde de hükümet işlediği suçları görünmez kılmak için suçlarını ifşa edenleri, suçlarına karşı tepki gösterenleri vatan hainliği kefesine koyarak kendini Yeni Türkiye’nin istiklal mücadelesini veren savaşçı ilan ediyor. Gerçekten bunun mücadelesini verenleri suçlu göstererek taraftarlarını da provoke edip saflarını belirgin hale getiriyor.

Dün de böyleydi. Bugün de böyle… Cumhuriyet tarihi boyunca böyle oldu bu. Bugün idam yok belki… Ama idamların olduğu dönemdeki vicdani düzey bugünle aynı… “Gezi müebbetlik” diyecek hale gelmiş iktidar kişileri, ellerine ilk geçen fırsatta darağaçlarını da kurarlardı. O direnişe katılmış herkes Taksim Meydanı’nda asılırdı. Hatta kimileri Twitter’dan gülücüklü “Alın size Taksim” mesajları saçardı.

Vicdani anlamda ne değişti? Toplum ne kadar evrimleşti? Hala gücü elinde bulunduran her kimse, onun arkasında değil mi çoğunluk? Üstelik gelişmeyi geçtim, gerileme var. Türkiye tarihinde hiç bu kadar iktidar yanlısı olma yarışı yaşanmamıştı. İktidardan maaşlı gazetecilerin türediği bir ülkede devlet 3 fidan asmasa da artık, en 3 fidan öyle ya da böyle öldürülür de, arkasından ‘vatan haini’ diye bağıran gazeteci müsveddeleri sayesinde sistem yürür bir şekilde.

Kafa aynı kafa…

“Allah devletimizi başımızdan eksik etmesin” anlayışının bireyin ön planda olduğu toplum düzeni için ne kadar büyük bir engel olduğunu söylemeye gerek yok. Kendi adına karar verilmesini seven, kafa yormaktan nefret eden toplumun için en kolay çıkış yoludur. Tıpkı çoğu evlilikte kadının eşinin sözünde çıkmaması “ben bilmem beyim bilir” demesine benzer… O nasıl kadın erkek ilişkisinde bir dizi soruna neden oluyorsa, toplum devlet ilişkisindeki benzeri de aynı sorunlara neden olur.

Devlet, kendine itaat edilmesine alışır. En ufak bir karşı çıkışla karşılaştığında öfkelenir. Tehditle karşılaştığını düşünür.

Ve en üç fidan asar devlet. En üç fidan vurur, vurdurur. İdam yok diye sevinmeyelim yani. Polisin ‘masumane’ gaz kapsülü bile öldürücü olabilir. Geçmişte çocuk idam eden devlet, şimdi sokak ortasında çocuk öldürür. E ne değişmiş ki şimdi? Deniz, Yusuf, Hüseyin ve niceleri bu zamanda bulunsalardı, şu an Gezi’de katledilen canlar arasında sayıyorduk. Çünkü vicdani durum aynı… Çünkü devlet aynı…


Öyle ya da böyle en az üç fidan keser bu devlet.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder