Spor Haberleri

Köşe Yazıları

14 Mayıs 2014 Çarşamba

Soma'daki maden faciasını da paralel yapıya bağlayan çıkacaktı elbet!

Soma’da kömür madeninde meydana gelen patlama sonucu yüzlerce işçinin mahsur kaldı. Son belirlemelere göre ise 205 kişinin cansız bedenine ulaşıldı. Bu sayının daha da artmasından endişe ediliyor.
Kazanın ardından beklemedim değil. Birileri çıkıp bunu paralel yapıya bağlayabilirdi. Öyle de oldu. 

Twitter’da bir not… “Aylardır kaos ortamı oluşturarak hükümet yıkmayı hayal eden zihniyet bu amaç uğruna değil Soma, ülkeyi yakmaktan çekinmez bilin istedim.” Evet, bunu yazan bir insan…

Soma Holding ile AKP arasındaki ilişkiyi kısa bir özetleyelim. Paralel devlet değil, bizzat hakiki öz devletin sorumluluğunu gözler önüne biraz serelim.

Soma Holding Maden İşletmeleri Genel Müdürü Ramazan Doğru’nun eşi Melike Doğru'nun 30 Mart yerel seçimlerinde AKP’den Soma Belediye Meclis üyesi seçildiği ortaya çıktı. Geçtiğimiz ayın sonunda ise CHP’nin Soma’daki işçi kazalarıyla ilgili verdiği araştırma önergesi AKP’li milletvekillerinin engeline takılarak reddedilmişti. Bu durum bize bu kazanın iç yüzünün, firmanın olası ihmallerinin hasıraltı edileceğini söylemeye yetiyor.

Twitter’daki bu ‘yüksek zekâ’ ürünü tezden de anlaşıldığı gibi iktidar yanlısı olmanın çok ciddi sorunları var. İktidar yanlısı gazeteciler de hep bir ağızdan bu tip faciaların başka ülkelerde de olduğunu söylüyor. Enerji bakanının yaptığı açıklamada ise Soma’daki madenin önemine değinilmesi de ayrı bir tuhaflık göstergesi… Başbakan ise vaktinde madencinin kederi ölüm dememiş miydi?

Bu facianın altındaki sebepleri düşünürken peşinen hükümeti suçlamak gibi bir gayretim yok. En tarafsız haliyle baktığınızda bile Soma’daki madenin araştırılmasına karşı çıkan hükümetin, Soma Holding Maden İşletmeleri Genel Müdürü’nün eşinin AKP’den Soma Belediye Meclis Üyesi seçilmiş olması da bizi işkillendirmeye yetmeyecek elbet(!)

Eee ne oldu? Bayraklar yarıya indirilip milli yas ilan etti Başbakanlık. Madencinin kaderi için yas tutacağız. Üç gün… Kutlama yok. Yukarıdaki ilişkiler devam ettiği müddetçe o madenlerde her işçi yasının tutulmasını beklemeye mahkûm demektir. Taşeronlaştırma ve işin ehline değil, yandaşa verilmesi gibi ülkemize has yanlışlıklar devam ediyor. Edecek. O kadar da normalleşti ki. Dışarıda hemen herkes “ne var canım? Tabii uyum içinde kiminle çalışacaklarsa onunla çalışacaklar” gibi bir savunmaya geçebiliyor. O zaman kusura bakmayın. O uyum bizi öldürüyor. O uyum bizi tehdit ediyor. Onlar birbirlerini pohpohlayacak, birbirlerini kollayacaklar diye biz kendimizi kollayamayacak hale geliyoruz. Oraya alışveriş merkezi, oraya gökdelen, oraya maden, buraya santral… Bakarsanız göreceksiniz. Bütün bu ihaleleri kimlerin aldığını gördüğünüzde her şeyi daha iyi anlayacaksınız.

Şimdi soracaksınız. “Bu ülkede yıllardır maden kazası olur. Hükümeti suçlamak iş mi?” diye. Evet… O zamanlarda da hükümet suçluydu. Şimdi de öyle… Şimdiki durum ise artık daha kurumsal hal kazandı. İşte bütün mesele bu…




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder