Hiç âdetim değildir. Kendi çaldığım grubun reklamını
yapayım, dememişimdir. O kadar yıldır çok sayıda gruba girdim, çıktım. Güzel
müziklerde imzam ve katkım oldu. Ama şu ana kadar birini yazayım, demedim.
Hatta kendi projemle ilgili bile yazmadım yahu.
“Ne yazdıracak peki bunları sana?” diye soracak olursan,
Serbest Radikaller’in karakterime yatkınlığından bahsederek cevaplayabilirim.
Yani, zaman zaman hüzünlü ve birden bire neşelenen bir adam olduğuna göre,
benim için biçilmiş kaftan Serbest Radikaller.
Elbette çaldığım gruba “fenomen” demem pek bir iddialı
duruyor. Ama dinleyicinin hakkımızdaki yorumlarına baktığımızda çok bir alçak
gönüllü ifade aslında…
Ne yapıyor Serbest Radikaller? Batı formlarını kullanarak
bir doğu müziği yapıyor. Doğu-Batı sentezi olarak nitelendirilebileceği gibi,
olmayan bir türü de aslında icat etmiş sayılabilir. Öyle ki dinleyen hangi
türde bir müzik grubu dinlediği sorusuna kesin bir cevap veremediği gibi, bu
cevabı veremediği için grubu “fenomen” kategorisine yapıştırabiliyor.
Ben grubun epey bir süre dışarıdan dinleyicisi olabildim.
Daha sonra grubun kurucusu Jehat Hekimoğlu’yla yollarımız kesişti. Kendi
projeme dâhil olmasını istedim. Sonrasında onun da benim Serbest Radikaller
içinde yer almamı istemesiyle hızlı bir şekilde grubun sahne çalışmalarına
dahil oluverdim. Kendi ekibim Hatıra Defteri’ne bir nevi kardeş gelmiş oldu.
İşler bu aşamaya gelince de hayatımın en keyifli ve en dinamik ve de çok
sürprizli sahne deneyimlerini yaşamaya başladım.
Birbirleriyle hiçbir tür ve orijin ilişkisi olmayan
parçaların, aslında ne kadar kardeş olduğunu kanıtlıyor Serbest Radikaller.
Birbirleriyle bağlandığında veya iç içe geçtiğinde bambaşka bir şarkı dinliyor
aslında dinleyici. Doğaçlamalar da işin başka bir rengi. Doğaçlamaya dayalı bir
kafanın ortaya eğlendirici ve sürükleyici bir öykü koyması çok başka bir tat
elbette. Şöyle bir uğramaya gelen herkes, ya gidemiyor ya da bir dahakine daha
kalabalık geliyor. Grup her geçen gün kendi kolonisini oluşturuyor.
Bence yapılması gereken çok bilindik ve çok güzel şarkıları,
bir de Serbest Radikaller’den dinlemek…
Benim grupla tanışmam bir dinleyici
olarak işte böyle başlamıştı. Şimdi dinleyen değil, icra eden tarafında yer
alınca gururlanıyorum epey.
Müzikte minimal bir yaklaşımla görkemli bir iş ortaya koymak
öyle kolay bir iş değil. Algıları açık, gönülleri açık dört adamın aynı ruh
içinde buluşması da hiç kolay değil. Belki biraz bundan dolayı bahsetmek
istedim. Blog yazarlığıma müzisyenliğimi hiç bulaştırmamaya çalışsam da
dayanamadım bu sefer.
“Arkadaş o kadar bahsettin, nerede bu adamlar, gidelim bir
yerinde görelim” şeklinde konuşmaları duyar gibi oldum. Hemen söylüyorum. Ekim
ayı itibariyle Cuma akşamları 21:30’da Mask Nevizade’de, Cumartesi akşamları
yine 21:30’da Beşiktaş’ta Kaset Bistro’da kendinden geçecek grup. Dinleyen de
geçecek.
Eğlence ve keyif garantili… Ayrıca olur da yolunuz düşerse 12
Ağustos-21 Ağustos tarihleri arasında Antalya Olympos’ta Eski Yeni sahnesinde
çalacak. Zaten Olympos grubun yaz mevsimindeki yuvasıdır.
Ben bu kadar iddialı konuşacak adam değildim. Beni bu hale
Serbest Radikaller getirdi. Pek sağ olsunlar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder