Ehliyet belgesi için yenileme
harcı geçen ayın tartışma konusuydu. Önce 101 TL olarak belirlenince büyük bir
tepkiyle karşılaştı bu güzide harç. Şu ‘baş belası’ Twitter yine iş başındaydı.
Twitter üzerinden tepkiler yayılınca, bakanlık bu konuda geri adım atmak
zorunda kaldı. Hem de ne geri adım…
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek,
gelen tepkiler üzerine yeniden değerlendirme yapılacağını söylemiş, yeni
belirlenecek tutarın maliyetin altında olmayacağını söylemişti. Yeni tutar 15
TL olarak belirlendi.
O aradaki 86 TL’lik fark ne oldu
o zaman? Mehmet Şimşek cebinden mi karşılayacak?
İnsan düşünüyor. Biz bu kadar
yıl; vergidir, harçtır hiçbir şeye tepki göstermeyince kim bilir ne servet
ödedik! Değil mi? Bir günlük tepkiyle bu işin oluru ortaya çıkıyorsa, anladık
ki birileri bu kadar zaman resmen dalga geçmiş bizimle.
Adam bir ürünü 2 liraya mal eder,
50 liraya satar ya… Sonra sezon sonu, seri sonu veya tasfiye sebebiyle 5 liraya
indirir. O hesap… Hatta bir esnaf vardır, kazıkçıdır. Tutturabildiğine yüksek
fiyata satar. Sonra sen “ama bunun aynısı bir alt sokakta daha ucuz” dersin.
“Haydi, akşam pazarı, 15’e olur abime” der.
Görüldüğü üzere, ülke yönetme
işini dükkân işletmek gibi gören, dükkân işletse onu da yukarıdaki “ne vereyim
abime” kategorisi içindeki esnaf gibi işletecek bir hükümetimiz var.
101 TL’lik bir mal bir çırpıda 15
TL’ye düşünce, pek çoğumuz o malı satan kişinin bizi keriz yerine koyduğunu düşünürüz.
Şimdi ben de içten içe o haldeyim. Hep o haldeydim de şimdi elimizde rakamsal
veri var.
Önüne gelen her durumu harç ve
vergiye dönüştüren devlet, aslında yaşıyor olmamıza da bir bedel biçiyor bu
şekilde. Nefes almak da aslında ücret karşılığı, farkında değiliz. Temel
ihtiyaçlarımızın önemli bir kısmında vergi var. Devlet şimdi çıksa dese ki ehliyeti
olup da arabası olmayanlara ceza keseceğiz, olur valla. Arabasız ehliyet
bulundurmaktan… Bak, nasıl ceza gerekçesi? Ya da ehliyetim yok benim mesela,
“bu yaşa geldin niye ehliyetin yok?” cezası… Yepisyeni bir ceza önerisi…
Öğrendik ki bu ehliyetin tüm
maliyeti zaten 13 TL’ymiş. “13’e bırak alayım. Bak metrobüse bineceğim.” Olmaz
tabi 13’e… Aradaki 2 liralık fark Emniyet Vakfı’na aktarılacakmış çünkü. E
tabi, o kadar gazını yedik, suyunu içtik. “Dur, dur o konuya girme” diyor iç
sesim. Borçlu çıkacağız.
101 TL olarak kalsaydı bu harç,
86 TL’nin tamamı Emniyet Vakfı’na mı aktarılacaktı acaba? Bu da başka bir merak
konusu…
Efendim, bu kadar laf kalabalığı
şunu söylemek içindi. Bunca zaman susa susa ödediğimiz bedel, bu ehliyet harcı
olayıyla cep bölgemizdeki yanlarımızdan yukarı doğru bir sızıya neden oluyorsa,
bundan sonra neden susmamamız gerektiğini anlamışsınız demektir. Bu iyi bir
örnektir.
Evet sevgili okur, bununla geçmiş
olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder