Oylum Talu’nun TV8’de sunduğu bir
program var. “Anlatacaklarım Var” isimli bu programın izlediğim son bölümünde
Oylum Talu, internette de çokça dolaşmış olan “26 Kadın İcadı” başlığına
programda yer verdi. Buraya kadar gayet normal… Kadınların bilim ve teknik
konusunda da yetenekli olabileceğini kanıtlayan, aslında hiçbir ayrım
olamayacağını idrak ettiren bir sıralamaydı. Ancak Oylum Talu’nun sunumunda
belki de istem dışı olarak bir şaşırma tonlaması yer alıyordu. Bu şaşkınlık
sözcüklere de yansıdı.
Talu bu şekilde düşünmüyor olsa
da “düşünebiliyor musunuz? Bir kadın çelik yelek icat ediyor.” diyerek “olmaz,
ama nasıl olmuş hayret!” tınlaması ortaya çıkarıyor. Stephanie Kwolek isimli
kadın bir mucidin icat ettiği çelik yelekte daha çok şaşırmasının bulaşık makinesini
icat eden Josephine Cochrane’dan bahsederken ise o kadar şaşırmamasının da doğu
toplumlarına özgü başka bir sebebi var. Bulaşık kadın işidir zaten. Kadınların
toplumdan soyut yaşamasını isteyen erkek modeli için bile kabul edilebilir.
Sonuç itibariyle erkek işine karışmamıştır. Kendi yaşam alanı içinde bir pratik
geliştirmiştir. Ama çelik yelek öyle mi? Bilgisayar, yazılım öyle mi?
Hastalıklara çare öyle mi?
Bilim kadını diye bir kimliğe
bile henüz alışamamış, “bilim adamı” dendiğinde de sadece erkek figürü aklına
getirmiş bir toplumun içinde en çağdaş düşünceye sahip olabilecek bir kadında
bile bu eziklik hissini yakalayabiliyorsunuz, ne yazık ki…
Ben elbette ki niyetinin böyle
olmadığını biliyorum. Ancak Talu’nun bu ifadesi genetik bir kodlamanın
sonucudur. Kadının coğrafyamızdaki tarih boyunca geride kalmışlığı, ezilmişliği
günümüz kadınların boynunda hala bir ‘madalya’ olarak duruyor. Bugün “bakın
erkekler, biz de varız” demek isterken bile “bakın erkekler ne garip ki biz de
varmışız” demesi bu sürecin bir parçası…
Mucit olacak kişinin gerekli
birikim, beceriyi içinde barındırması yeterlidir. Dolayısıyla cinsiyete göre
meslek paylaşımı çizelgesi icat etmeye gerek yok.
Biz kadınlara hangi işlerin daha
çok yakıştığını söyleyen sözlere çok tanıklık ettik. Öğretmenlik en ideali…
İşten eve dönüş saati belli, değil mi? Öğretmenliği idealistliği üzerinden
değil, eve geliş saati yönünden uygun bir kadın mesleği olarak gören bir
toplum, icat çıkaran kadını da pek sevmez. En sevenin de ifadeleri bu şekilde
olacaktır. “Düşünebiliyor musunuz? Hem de bir kadın bunu icat etmiş.”
En olumlu tepki buyken bu ülkede
kadın mucidi desteklemek bir ütopya… Kadın dediğin kek, börek icat etsin! Ahşap
boyasın, dantel örsün… Onun dışında icat çıkarmasın lütfen!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder