Yacouba Sawadogo, bilim insanlarını ve çevrecileri şaşırtan
Afrikalı bir çiftçi… İhtiyar çiftçi, Burkino Faso'nun kuzeyindeki tarım
arazilerinde uzun süredir devam eden çölleşmeyi durdurabilen kişi olarak
biliniyor. 80’li yıllarda ortaya çıkıp yaşadığı bölgedeki çölleşmeye karşı
geleneksel tarım yöntemleriyle mücadele ederek, yaşadığı bölgeye yeniden hayat
verdi.
Yöntemi ise oldukça basit… Eski Afrika tarım pratiği olan
"Zai" tekniğine göre, önce sertleşmiş zemine büyük bir çukur
açılıyor, sonra içine bitki artıkları ve gübreden oluşan bir karışım
yerleştiriyordu. İçine ise bölge şartlarına uygun, dayanıklı ağaç türlerinin
tohumlarını koyuyordu. Yağmurlu mevsimlerde suyu emen ve muhafaza eden
delikler, kurak dönemlerde bitki için gereken nem ve besini sağlıyordu.
İlk başlarda alay konusu olan yaşlı çiftçi, buna rağmen
yılmamış. Ne demişlerdir, tahmin edin. “Modern yöntemler çözememiş, senin
tedavülden kalkmış yöntemlerin mi çözecek?” Bu ayrıca doğa söz konusu olunca
yüksek teknolojinin yeterli olmadığını gösteriyor. Geleneksel bir pratiğin
sabır gerektirdiğini, toprağın da ancak kendisini anlayan, sabırlı bir
üreticiye ihtiyacı olduğunu öğretiyor. Bu da kapitalizmin modern tarım üretimi
tekniklerinin çöküşü demek… Modern üretim tekniklerinin toprağı hırpalayan bir
yönü olduğunu biliyoruz. Geleneksel bir üretim biçiminin çölleşme gibi ciddi
bir soruna çözüm olabileceğini gördüğümüzde modern çağın baştan aşağı kangren
sebebi olduğunu söyleyebiliriz.
Siyah adamın yeşile olan bu aşkı, sorunun çözümü için sonsuz
sabrı, belki de tüm insanlığın kurtuluş umudu… Böyle özverili insanlar
sayesinde bu dünyada yaşamın devam edebildiğine inanıyorum. Hem de yeşili sırf
kendi egoları uğruna yok eden, sağa sola inşaatlar yapmayı gelişmişlik sanan ve
doğayı yok eden beton kütlelerini eser diye sunan uzun adamlara rağmen bu siyah
adam bir umut…
Bizdekilere gelelim. Bir kentin oksijen kaynağı koca bir
ormanı yok etmeyi göze alacak kadar, onların yerine köprüler, yollar, binalar
inşa edecek kadar ‘modern’ yöneticilerimiz var. Kestikleri ağaçların yerine
yeni ağaç diktiklerini söyleyerek ‘sözde’ doğaya hizmet ettiklerini iddia
ediyorlar. Ekolojik denge diye bir gerçeklik var. Siz bir ormanı yok
ettiğinizde oradaki arıları, kuşları, tüm diğer yaşam alanlarını yok
ediyorsunuz. Başka bir yere diktiğiniz fidanlara gelip yerleşmiyorlar o
canlılar. Kentsel dönüşümle yok ettiğiniz tarihi evlerin sakinlerini Halkalı’ya
ya da başka bir yere yerleştirmeye benzemiyor bu.
Yıllarca tarımda kendi kendine yeten tek dünya ülkesi
olmakla övünmüş bir ülke eğer bugün tahılı, patatesi, meyveyi yurtdışından
alıyorsa bizim uzun adamların siyah adamdan öğreneceği çok şey var.
Doğal Kaynaklar Uzmanı Chris Reji Yacouba’nın tekniklerini
geçtiğimiz yıl yaptığı bir açıklamada şöyle yorumladı. “Bölgede, binlerce
hektarlık alan tamamen verimsiz halde... Ama Yacouba'nın teknikleri
uygulanırsa, bu topraklar yeniden canlanabilecek”
Toprakları kurtaracak siyah adamın bu teknikleri karşısında
uzun adamların yok ediş teknikleri de devam edecek gibi. Bizimkiler bu
betonlaşmaya devam ederlerse çölleşmeye başlayacağız. Bu iktidar anlam
verilemeyen ikna kabiliyetiyle toplumu aslında çölleşmediğimize inandıracak. O
yüzden bizim kahraman çiftçilerimiz şimdiden potansiyel suçlu sayılacak. Bizde
çölleşme sadece coğrafi değil yani… Algılarımızdaki kuraklık daha fazla yok
edici özelliğe sahip…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder