Spor Haberleri

Köşe Yazıları

12 Şubat 2015 Perşembe

Charlie Hebdo kadar popüler olmadan beni öldürmeyin!

Kuzey Carolina Üniversitesi'nde eğitim gören 23 yaşındaki Deah Şaddy Barakat ve 21 yaşındaki eşi Yusor Muhammed ile 19 yaşındaki Razan Muhammed Ebu Salha üniversitenin kampüsünde silahlı saldırıya uğradı.

Amerikan polisi, silahlı saldırının yerel saatle 17.15'te meydana geldiğini duyurdu. Polis olay yerine vardığında üç Müslüman genç de yaşamını yitirmişti. Gençlerin başlarından vurularak öldürüldüğü belirtiliyor.

Amerikan polisi, silahlı saldırının yerel saatle 17.15'te meydana geldiğini duyurdu. Polis olay yerine vardığında üç Müslüman genç de yaşamını yitirmişti. Gençlerin başlarından vurularak öldürüldüğü belirtiliyor.

Florida'daki Barry Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Prof. Dr. Halid Beydun da, sosyal paylaşım sitesinde “Müslümanlar, ancak tetiği çektiklerinde haberlere çıkıyorlar, vurulduklarında değil. Chapel Hill cinayetlerinin medyada yer almaması da bunu ispatlıyor” dedi.

Charlie Hebdo katliamından sonra hepimiz üzüldük, öfkelendik. Katillerin ve arkasındaki güçlerin bir an önce cezalandırılmasını temenni ettik. Pek çoğumuz bu katliam sonrası tüm uluslararası kamuoyuyla birlikte hareket ettik. Eylemlere katıldık. Aktif veya pasif olarak tepkimizi ortaya koyduk. Doğal ve doğru olan da buydu. Tepkisini yanlış veren de oldu elbette. İslam’a olan karşıtlığını bu olayı kullanarak sağlamlaştıranlar da oldu. Bu karşıtlığı katliamı kullanarak savunmaya devam ettiler. Haklı yanları yok muydu? Vardı elbet…

Peki o haklının yanında olan insanlar ABD’de öldürülen üç Müslüman için ne dediler? Elbette ki cılız da olsa bazı tepkiler duyduk. Ancak tıpkı Batı’nın ana akım medyası gibi onlar da cılız ve sessizdi. ABD’de benzer bir olayı ‘acil’ koduyla duyuran haber kanalları bu sefer suskundu.

Açıkçası daha önceleri tipik ve sorunlu bir Müslüman reaksiyonu olarak gördüğüm “Batı bizi sevmiyor” kompleksinin gerçekçi bir zemine oturduğunu görüyorum. Silah Müslüman’ın elindeyse ona terörist, başka bir dine mensup kişinin elindeyse -yarım ağız- katil diyenleri görünce üzülüyorum elbette. Charlie Hebdo için ayağa kalkıp ABD’deki üç gencin katledilişiyle ilgili ses etmeyenler ve bunun tam tersi durumunda olanlar arasında hiçbir fark göremiyorum. Her ikisi de aidiyetliğin başka yerindeler…

Ait olduğumuz tek bir örgüt var. O örgüte bağlı olmak nerede olursa olsun haksızlığın karşısında olmayı gerektiriyor. Aidiyetliğimiz bu örgüttür. Onun adı da insanlıktır.
Sadece Türkiye’nin değil elbette. Tüm Dünya’nın bu konuda alması gereken çok yol var. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder