Kuzey Carolina Üniversitesi'nde eğitim gören 23 yaşındaki
Deah Şaddy Barakat ve 21 yaşındaki eşi Yusor Muhammed ile 19 yaşındaki Razan
Muhammed Ebu Salha üniversitenin kampüsünde silahlı saldırıya uğradı.
Amerikan polisi, silahlı saldırının yerel saatle 17.15'te
meydana geldiğini duyurdu. Polis olay yerine vardığında üç Müslüman genç de
yaşamını yitirmişti. Gençlerin başlarından vurularak öldürüldüğü belirtiliyor.
Amerikan polisi, silahlı saldırının yerel saatle 17.15'te
meydana geldiğini duyurdu. Polis olay yerine vardığında üç Müslüman genç de
yaşamını yitirmişti. Gençlerin başlarından vurularak öldürüldüğü belirtiliyor.
Florida'daki Barry Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Prof.
Dr. Halid Beydun da, sosyal paylaşım sitesinde “Müslümanlar, ancak tetiği çektiklerinde
haberlere çıkıyorlar, vurulduklarında değil. Chapel Hill cinayetlerinin medyada
yer almaması da bunu ispatlıyor” dedi.
Charlie Hebdo katliamından sonra hepimiz üzüldük,
öfkelendik. Katillerin ve arkasındaki güçlerin bir an önce cezalandırılmasını
temenni ettik. Pek çoğumuz bu katliam sonrası tüm uluslararası kamuoyuyla
birlikte hareket ettik. Eylemlere katıldık. Aktif veya pasif olarak tepkimizi
ortaya koyduk. Doğal ve doğru olan da buydu. Tepkisini yanlış veren de oldu
elbette. İslam’a olan karşıtlığını bu olayı kullanarak sağlamlaştıranlar da
oldu. Bu karşıtlığı katliamı kullanarak savunmaya devam ettiler. Haklı yanları
yok muydu? Vardı elbet…
Peki o haklının yanında olan insanlar ABD’de öldürülen üç
Müslüman için ne dediler? Elbette ki cılız da olsa bazı tepkiler duyduk. Ancak
tıpkı Batı’nın ana akım medyası gibi onlar da cılız ve sessizdi. ABD’de benzer
bir olayı ‘acil’ koduyla duyuran haber kanalları bu sefer suskundu.
Açıkçası daha önceleri tipik ve sorunlu bir Müslüman
reaksiyonu olarak gördüğüm “Batı bizi sevmiyor” kompleksinin gerçekçi bir
zemine oturduğunu görüyorum. Silah Müslüman’ın elindeyse ona terörist, başka
bir dine mensup kişinin elindeyse -yarım ağız- katil diyenleri görünce
üzülüyorum elbette. Charlie Hebdo için ayağa kalkıp ABD’deki üç gencin
katledilişiyle ilgili ses etmeyenler ve bunun tam tersi durumunda olanlar
arasında hiçbir fark göremiyorum. Her ikisi de aidiyetliğin başka yerindeler…
Ait olduğumuz tek bir örgüt var. O örgüte bağlı olmak nerede
olursa olsun haksızlığın karşısında olmayı gerektiriyor. Aidiyetliğimiz bu
örgüttür. Onun adı da insanlıktır.
Sadece Türkiye’nin değil elbette. Tüm Dünya’nın bu konuda
alması gereken çok yol var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder