Spor Haberleri

Köşe Yazıları

23 Mayıs 2019 Perşembe

Seçim Kazanma Stratejisi ve Goebbels Anlayışının Çöküşü

17 yıllık sürecin son 10 yılını iktidar manipülasyoncu bir propaganda anlayışıyla geçirdi. Bu yol ne kadar başarılı oldu? Epeyce başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Yalan ve iftira üzerine yürütülen bu dönemde çok sayıda komik iddianameyle trajik sonuçlara neden olundu.

Almanya'da Nazi döneminin en büyük başarısı propagandayla gerçekleşmiştir. O dönemin bir kopyasının yaşandığı Türkiye'de bunun daha fazla başarılı olma şansı artık yok. Sebebi ise kitle iletişiminin geçirdiği evrimdir. Artık geleneksel habercilik ve bilgi paylaşımı ortadan kalkıyor. Şimdileri insanlar alternatif haber kaynaklarına daha kolay ulaşıyor. İnsanların aslında ne olduğunu öğrenmek için sadece 10 dakikasını vermesi yeterli olabiliyor.

Goebbels taktikleri sadece radyo ve yazılı basının olduğu o dönemlerde insanları etkisi altına almayı başarmıştı. Türkiye ise teknolojiyi olmasa bile teknolojinin faydalı nimetlerini batıya göre geriden takip eden bir ülke. Dünyadaki dönüşümü daha yeni fark ederek, kendi medyasını oluşturmaya yeni yeni başlıyor. Bunu da kötü yapan çok kişi var ama iyi ve etkili yapanların sayısı azımsanacak gibi değil.

Bizler yeni medyanın olanaklarının ne kadar büyük bir fayda sağlayacağını yeni yeni kavramaya başlıyoruz. Örneğin hiçbir televizyonda canlı verilmeyen Ekrem İmamoğlu konuşmaları sosyal medyadaki canlı yayınlarla milyonlara ulaşıyor. O sırada televizyonda yayınlanan bir haberi takip eden insan sayısı yüz binleri bile zor buluyor. İşte bu fark önemli bir stratejinin de sonucu oluyor. Öyle ki internetteki popülerliğini kullanmak adına iktidar partisi kendi adayının Google aramalarında önde görünmesi için Ekrem İmamoğlu ismini bile Google reklamlarında satın alacak hale geliyor. Önü alınamayan bu popülariteden pay alma çabasına girişiyorlar.

Bu popülarite bir sosyal medya şişirmesi mi? Böyle olduğuna karar verecek hiçbir veri yok artık. Çünkü bu popülarite, internetin getirdiği nimetleri çok başarılı ve doğru kullanmanın bir sonucu. Bir sosyal medya fenomeni olarak kalmayarak sokaktaki varlığıyla pekiştirdiği bir lider profili oluşturdu Ekrem İmamoğlu. Sokaktaki haliyle internetteki halini hiçbir tutarsızlığa sebep olmadan uyum içinde sundu. Sunmaya da devam ediyor. Televizyon programlarında da aynı Ekrem İmamoğlu'nu görüyorsunuz. Bir inanç, bir umut kapısı sunuyor herkese. İçi dolu bir özgüven, insani bir gerçeklikle ortaya koyduğu heyecan, her söylediğinin gerçekteki karşılığıyla bir söz ustası... Tutarlı bir haklılık var her sözünde.

Böyle birine karşı işte o geleneksel saldırı metotları pek fayda etmiyor. Çünkü o gelenekselci, karalayıcı propaganda karşısında varlığının gerçekliğiyle en iyi cevapları veriyor. Gülümsüyor, sevindiğinde gözleri doluyor, kızdığında bile nazik üsluptan asla vazgeçmiyor.

Eğer içinde bulunduğumuz dönem geleneksel medya iletişim araçlarının hâlâ büyük güç olduğu bir donem olsaydı, işi zordu da şimdi tüm gerçekliği gözler önüne serebilen, katkısız yeni medya araçları sayesinde dimdik ayakta durabiliyor.

Öyle ki mazbatası elinden alındıktan sonra vaatlerinin üzerine yatma çabası bile sonuçsuz kalıyor. Sanki biliyormuş gibi tüm adımlarını canlı yayınlanan belediye meclis toplantılarında atarak yaşanacak muhtemel manipülasyonu bile sonuçsuz bırakmayı başarmış oluyor.

YSK'nın gerekçesiz 'gerekçeli' seçim iptali kararıyla bunca gündür söylediği her şeyin gerçekliği yine internet sayesinde insanlara ulaşıyor. Onun bu haklılığı yandaş medya diye tabir ettiğimiz ve çok kalabalık bir tayfanın bile görmezden gelemeyeceği bir boyuta ulaşmak üzere. Uzun zaman yokmuş gibi davrandıkları bu adamın varlığını yok sayamıyorlar artık. Bir iki dakikalık canlı yayınla bir konuşmasını sunup geçtikleri o konuşma sosyal medyayı milyonlarla ifade edilen izlenme rakamlarıyla sallarken bu medya kişileri kendi sonlarını da hazırlıyorlar. Çünkü artık kimse o medyanın sözlerine inanmıyor. Artık başka kaynaklarla teyit etmenin tadına ulaşmış insanlar var. Hem de çok fazla. Karalayıcı medya organlarının içi boş iddiaları topluma kabul ettirme çabası geri tepen bir hal almakta. İktidarın kendi seçmeni bile "neden" sorusunu daha yüksek sesle sorabiliyor artık.

Vaktinde renkli televizyon dönemine geçen Almanya elindeki siyah beyaz televizyonları satmak için Türkiye'ye eski teknolojisini 'hediye' etmişti. Siyah beyaz televizyonlar bugün nasıl artık teknolojik bir çöpse, yine eski Almanya'dan ithal ettiğimiz Goebbels anlayışı da bugün bir çöp ve bu anlayışa sahip tüm söylemler de fasa fiso. Artık yeni medya konuşacak. Ekrem İmamoğlu'na programın bitmesine yarım saat olmasına rağmen "süre bitti" diye susturan Ahmet Hakan'ın söylediği şey doğru. Evet, süre bitti.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder