Spor Haberleri

Köşe Yazıları

23 Ekim 2013 Çarşamba

Gezi Partisi de mi Erkek Partisi?

Gezi direnişi sonucunda siyasi bir oluşum meydana gelsin, diye çok bekledik. Ancak parçalı bir yapılanma yerine bütünlük beklentimiz vardı.

Son habere göre Gezi Partisi de kuruldu. Bu parti aynı zamanda bir protesto eyleminin ismini taşıyan ve de bir gençlik hareketinin sonucu kurulan ilk siyasi parti oldu. Gezi eylemlerinin böyle bir sonucu olması kaçınılmazdı.

Ancak Gezi Partisi kurucularının Gezi eyleminde kendiliğinde oluşmuş semboller yerine kullandığı sembol hakkında konuşmak gerek.

Kadınlar eylemlerde öncü rol oynamıştı. Üstelik Kırmızılı Kadın, TOMA önünde kollarını açmış siyahlı kadın gibi kadın semboller vardı. Her şeyden önce kadın ve erkek el eleydi. Belki de en önemli kazanımlardan biriydi bu.

Böylesi bir kazanım dururken erkek sembolüyle Gezi Partisi kurmak doğru bir seçim olmamış. Umuyorum yönetim kadrolarında da bu anlayışı benimsemezler, diye düşünürken yönetim kadrosunda da erkek egemen bir durum gördüm. Ne yazık ki yapılmakta olan şey bu anlayışla sadece Gezi isminin çekiciliğinden istifade etmek olarak kalacak.

Parti yöneticilerine göre parti logosu internet üzerinden halk oylamasına göre belirlenmiş. Ben “ne ara kuruldu?” diye sormaktayken, internette oylama bile yapılmış da haberimiz olmamış.

Parti tüzüğüne göre partinin amacı şu şekilde ifade ediliyor:

“İnsan onuruna yaraşır bir toplum için, özgürlükçü demokrasi anlayışıyla gücünü sivil toplumdan alan, bir Halk Anayasası hazırlamak, tüm bireylerin kendi yaşam biçimlerini ve geleceklerini hür bir iradeleriyle inşa edebilmeleri için gerekli koşulları oluşturmak, bireyin hakkını savunan ve hukukun üstünlüğünü esas alan bir toplum düzeni kurmaktır.”

Partinin logosu ise kök salmış ağaç modelinde bir insan figüründen oluşuyor da insan figürü olarak erkek görüntüsü sunmak kadın hareketini rahatsız etmeye devam edecek gibi görünüyor.

Bana soracak olursanız herhangi bir cinsel kimliği işaret etmesine gerek yoktu. Ama insan figürünün erkeği anımsatması da gerekli değildi. İnsanı sembolize edecek cinsiyet kavramı dışında çağrışımları olacak daha başka şekiller de bulunabilirdi.


İşin diğer bir boyutu ise şu: Böylesi bir birliktelikle ortaya çıkmış Gezi eylemlerinin böyle bir parçalı siyasi yapılanmayı meydana getirmiş olması sağ iktidarlara karşı sol hareketin bir türlü akıllanamayacağını gösteriyor. Dolayısıyla siyasi partinin bir hareketin adını alması yeterli değil. Oluşmuş olan o birliktelik algısını içselleştirmedikten sonra hiçbir anlamı yok maalesef ki…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder