13 Ekim Pazar günü Radikal’deki Mesut Hasan Benli’nin
haberini okuduğumuzda kendimizi bir tür Aziz Nesin öyküsü içinde buluyoruz. Gitar
ve davul çalmak suç unsuru olarak görülürken ülkenin içinde bulunduğu duruma
rağmen demokratikleşmesini beklemek ne kadar beyhude, değil mi?
Mersin’de Gezi eylemlerine de destek için gerçekleşen
protestolara katılan 54 kişi hakkında Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı dava açtı.
Bu çok rutin artık… Vatandaşın anayasal hakkını kullandığı için gözaltına
alınması bile yeterince absürtken, Mersin’deki bu 54 kişi arasındaki
şüphelilerin ‘suç’ dosyasında ‘davul ve gitar çalarak grubu motive etmek’ var.
Resmi ideolojinin güzel olana yönelik baskıları, müziğin
içini boşaltmakta, sanatın insanlık yararına yapılmasına engel olmakta… Öyle ki
müziğin barışçıl bir eylemde kullanılması kadar doğal bir şey olmadığı halde,
zaten doğal olanı yok etmeyi politika haline getirmiş sağ ideolojinin müziği bir
suç unsuru olarak görmesine şaşırmıyoruz maalesef.
Ve aklıma Victor Jara geliyor birden. Şili’de askeri darbe
olduğunda Santiago Stadı’nda cuntanın işkence ettiği insanlara gitar çalıp
şarkı söyleyerek moral vermeye çalışan Victor Jara… Onu orada işkenceden gitar
çalmasın, diye öldüren cuntanın kafasıyla bugün gitar ve davul çalarak
eylemciyi motive etmeyi suç unsuru sayan kafa arasında çok bir fark
göremiyorum.
Grup Yorum konserinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi
tarafından ‘bölücülük yapılması ihtimali’ olduğundan iptal edilmesine ne
demeli? Bir konserde bölücülük nasıl yapılır? Bu konuda da o ‘ileri
demokrasinin’ söyleyecekleri var mıdır?
Görüldüğü üzere devlet, tüm kurumlarıyla istikrarlı bir
çizgi izliyor. Üstelik müzik konusundaki bu iltimaslarının dinsel sebepleri de
olabilir. Kafa bulandırmak gibi olmasın. Çünkü müziğin günah olduğunu kabul
eden bir dinin hâkim olduğu bir coğrafyadan bahsediyoruz. Yoruma açıktır. Ancak
pek çok ilahiyatçıdan, cami imamından, müftüden bu konuda benzer görüşler
alabilirsiniz.
Müziğin ‘kışkırtıcı’ bir özelliği olduğunu savunurlar.
Cinsel duyguları canlandırırmış. Günaha davet edermiş. O yüzden sadece Allah
sevgisini anlatacaksa, dine ters düşmeyecek şeylerden bahsedecekse belki bir
parça caiz sayılabilirmiş.
Sonuç itibariyle başkaldırmak da dine terstir. Devletin dine
dayalı hale gelmesine o yüzden iştahla bakıyor bu coğrafyanın yöneticileri…
Devlete başkaldırmayı, Allah’a küfür saymaya kadar gider bu anlayış…
Devletin müzik konusunda öncelikli bir tavrı yok diyelim. Fakat
mevcut duruma bakar mısınız? Bir eylemde davul ve gitar çalmak suç unsuru…
Taksim Meydanı’nda piyano resitali veren sanatçı piyanosuyla birlikte gözaltına
alınmıştı. Bir konser bölücülük yapılacağı şüphesiyle iptal oluyor. Sadece
türban söz konusu olduğunda özgürlük çığlıkları atanların yasak koyma
potansiyeli elbette ki gözlerimizi yaşartıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder