Spor Haberleri

Köşe Yazıları

23 Ekim 2013 Çarşamba

Kızlı Erkekli Davul ve Gitar Çalmak

13 Ekim Pazar günü Radikal’deki Mesut Hasan Benli’nin haberini okuduğumuzda kendimizi bir tür Aziz Nesin öyküsü içinde buluyoruz. Gitar ve davul çalmak suç unsuru olarak görülürken ülkenin içinde bulunduğu duruma rağmen demokratikleşmesini beklemek ne kadar beyhude, değil mi?

Mersin’de Gezi eylemlerine de destek için gerçekleşen protestolara katılan 54 kişi hakkında Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı dava açtı. Bu çok rutin artık… Vatandaşın anayasal hakkını kullandığı için gözaltına alınması bile yeterince absürtken, Mersin’deki bu 54 kişi arasındaki şüphelilerin ‘suç’ dosyasında ‘davul ve gitar çalarak grubu motive etmek’ var.

Resmi ideolojinin güzel olana yönelik baskıları, müziğin içini boşaltmakta, sanatın insanlık yararına yapılmasına engel olmakta… Öyle ki müziğin barışçıl bir eylemde kullanılması kadar doğal bir şey olmadığı halde, zaten doğal olanı yok etmeyi politika haline getirmiş sağ ideolojinin müziği bir suç unsuru olarak görmesine şaşırmıyoruz maalesef.

Ve aklıma Victor Jara geliyor birden. Şili’de askeri darbe olduğunda Santiago Stadı’nda cuntanın işkence ettiği insanlara gitar çalıp şarkı söyleyerek moral vermeye çalışan Victor Jara… Onu orada işkenceden gitar çalmasın, diye öldüren cuntanın kafasıyla bugün gitar ve davul çalarak eylemciyi motive etmeyi suç unsuru sayan kafa arasında çok bir fark göremiyorum.

Grup Yorum konserinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından ‘bölücülük yapılması ihtimali’ olduğundan iptal edilmesine ne demeli? Bir konserde bölücülük nasıl yapılır? Bu konuda da o ‘ileri demokrasinin’ söyleyecekleri var mıdır?

Görüldüğü üzere devlet, tüm kurumlarıyla istikrarlı bir çizgi izliyor. Üstelik müzik konusundaki bu iltimaslarının dinsel sebepleri de olabilir. Kafa bulandırmak gibi olmasın. Çünkü müziğin günah olduğunu kabul eden bir dinin hâkim olduğu bir coğrafyadan bahsediyoruz. Yoruma açıktır. Ancak pek çok ilahiyatçıdan, cami imamından, müftüden bu konuda benzer görüşler alabilirsiniz.

Müziğin ‘kışkırtıcı’ bir özelliği olduğunu savunurlar. Cinsel duyguları canlandırırmış. Günaha davet edermiş. O yüzden sadece Allah sevgisini anlatacaksa, dine ters düşmeyecek şeylerden bahsedecekse belki bir parça caiz sayılabilirmiş.

Sonuç itibariyle başkaldırmak da dine terstir. Devletin dine dayalı hale gelmesine o yüzden iştahla bakıyor bu coğrafyanın yöneticileri… Devlete başkaldırmayı, Allah’a küfür saymaya kadar gider bu anlayış…


Devletin müzik konusunda öncelikli bir tavrı yok diyelim. Fakat mevcut duruma bakar mısınız? Bir eylemde davul ve gitar çalmak suç unsuru… Taksim Meydanı’nda piyano resitali veren sanatçı piyanosuyla birlikte gözaltına alınmıştı. Bir konser bölücülük yapılacağı şüphesiyle iptal oluyor. Sadece türban söz konusu olduğunda özgürlük çığlıkları atanların yasak koyma potansiyeli elbette ki gözlerimizi yaşartıyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder