Spor Haberleri

Köşe Yazıları

18 Ekim 2013 Cuma

Napolyon'dan torpilliyiz ama değerimiz bu kadar!

Fransızlar Paris’in değerini hesapladı. Tarihi yapılarıyla birlikte 718 Milyar Euro ediyor.

Emlakçı anlayışıyla yapılan bu hesap bizdeki uzmanların da ilgisini çekti. Ve uzmanlar hesap makinelerine sarılıp İstanbul’un değerini hesapladı. Fransız Kralı Napolyon’un “Dünya tek devlet olsaydı İstanbul başkent olurdu” sözlerine rağmen İstanbul’un rakamları Paris’in oldukça altında. 470 Milyar Euro…

Ancak yine uzmanlara göre bu rakam önümüzdeki dönemde bir yükselme seyri izleyecek. Çünkü yeni konutlar, iş yerleri ve elbette ki kentsel dönüşüm, İstanbul’un maddi değerini yükseltecek.

Ama maddi değerden daha önemli bir şey var. İstanbul’da yaşıyor olmanın manevi bir hazzı var. Asla ama asla hiçbir şeyle kıyaslanabilecek, “şu kadar Euro eder” denebilecek bir ayrıcalık değil bu. Bunu yaşadığım şehir olmasından öte bir düşünceyle söylüyorum. Başka şehirler görmüş, dünyayı dolaşıp hemen hemen her metropolü görmüş pek çok arkadaşımın ortak görüşü… Avrupa’dan gelip Beyoğlu’ndaki gibi bir şehir hayatına tanık olmamış nice dostum var. İstanbul’a yerleşen yabancıların sayısı işte bu yüzden artıyor. Çalıştıkları şirketlerin İstanbul ofislerine kapağı atmak için çaba sarf edenler, İstanbul’da müzik yapmak için yola çıkma hazırlığı yapan müzisyen arkadaşlarım…

İşte bunların değerini öyle rakamlarla ölçemeyiz.

Bu noktada ciddi bir çelişki ortaya çıkıyor. İstanbul’un emlak değerini yükseltecek, Paris’i de sollayarak ‘muhasır medeniyetler seviyesine’ çıkaracak kentleşme projeleri, kentsel dönüşümler, paha biçilemeyen İstanbul’da yaşama hazzını ortadan kaldıracak. Maddi değeri artan bir şeyin asıl değerini kaybetmesi, önemsizleşmesi gibi bir durum ortaya çıkacak.

Emlak fiyatlarının yükselmesi, kentin orta halli insanlarını kentin dışına sürecek. 470 Milyar Euro’luk bir kentken bile yaşananlar bu zaten.

Yapılması gereken hesap bu değil aslında. Yapılması gereken bir kentin kültür düzeyini hesaplamak… Bir kentin yaşam tarzını cazip hale getirmek…

Her yere alışveriş merkezi, lüks konutlar yaparak bir kent hesabı çıkarmak, İstanbul’un asırlarca biriktirdiği mevcut kültür değerini yok saymak gibi bir yan etkiyi de beraberinde getiriyor. Sistem para hesabına dayalı yapay bir kültür oluştururken, kentlerin yeni sanatsal ve kültürel üretimler yapması önünde en büyük engel oluyor.

Her şeyin dijital ortamda hazır olarak sunulduğu ortamda yeni bir şey üretmek şöyle dursun, tarih boyunca üretilmiş her değer yok olmaya mahkûm hale getiriliyor.

Bir kentin emlak değerinin yüksekliği kent sakinlerini mutlu edip heyecanlandırıyorsa, kültürel ve tarihi değerleri herhangi bir yürek kıpırtısı yaratmıyorsa o kent değerinin altında bile satılır da gık çıkarmaya hakkımız kalmaz.


Kent veya ülke yönetimini tüccarlıkla karıştıranlar da “470 Milyar Euro’ya olmaz, bize gelişi bu kadar, sadece Boğaz o kadar eder” gibilerinden de takılabilir şu aralar. Napolyon’dan referans sözüne de layık olmuş bir şehir neticede. Paris’ten daha az tutması haksızlık! Yoksa Gezi mi düşürüyor fiyatımızı? Hmmm evet…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder