Spor Haberleri

Köşe Yazıları

23 Ekim 2013 Çarşamba

İran'da Kuleden Kalkış İzni İstemek

İran'da tüm toplumsal yaşam, siyaset, dine bağlı olarak şekillenmiş vaziyette. Mesela, her ne kadar yalanlansa da Buşehr Nükleer Santrali'nde çalışan Rus kadınlara örtünmeleri için ek para ödendiği bile söylendi.
Şimdi sıkı durun. Bir Zaytung haberi gibi duran, ama gerçeğin ta kendisi bir haber. İran'da uçuşlar ezan saatlerine göre ayarlanıyor! Özellikle uçakların sabah ezanı sırasında kalkması yasak... Böylelikle yolcular namazlarını da kılabilecekler. İran'daki bu 'örnek' uygulamada beni en çok düşündüren, "ya inişler ne olacak?" oldu. Neyse ki inişlerde sorun yok. Şimdilik.
Bir açıdan baktığınızda kınanacak bir olay da değil aslında. Bu uygulama o ülkenin şartlarını düşündüğünüzde "e daha ne olacaktı?" türden. Beni ürküten bizimkilerin canının çekmesi ihtimali. Zaten başbakan görmesin diye havaalanındaki reklam panolarından 'müstehcen' afişler kaldırılabiliyorsa, geçmiş olsun! Uçak kalkışları bizde ezana göre ayarlanmıyor da zaten 'kutsal' hükümetin bakanlarına göre ayarlanıyor zaten. Az uçak bekletmemişlerdir muhteremler.
Hatta geçen hafta fırlatılan Göktürk-2'yi de bekletmişler, sağ olsunlar!
Din denen olgu, kesinlikle sorgulanmayan, sorgulanması dahi teklif edilemeyen, çok ciddi bir tabu. Dolayısıyla orada, burada İran'ın ezan saatine göre uçak kalkış saatlerini belirlemesini eleştirdiğinizde, "e ne yapsın insanlar, namaz kılmasınlar mı?" denebiliyor.
İran'da böylelikle belki de herkesi namaz kılmaya sevk etmek istiyorlar belki de. Ah şimdi bizimkilerin hayalindeki gençlik tanımlarını hatırladım nedense. Öyle ya, tinerci mi olalım?
Madem o kadar dine düşkün adamlar bu İran'daki yönetici kişiler, "seferi" ve "kaza namazı" kavramlarını biliyor olmalılar. E biliyorlar tabi. Maksat dinin baskısını toplumun her alanında hissettirmek.
Bizim hani 'özgürlüğün yılmaz savunucularının' din özgürlüğü ekseninde dönmeleri var ya. İnsanların dinini özgürce yaşaması değil istedikleri. İnsanlara tek bir dini, burunlarına soka soka dayatmak. Öyle ki tiyatro, bale ve opera salonlarına mescit yapılacak artık. İşte görün o zaman. Bırakın uçak saatlerini bir tiyatro oyunu veya herhangi bir temsil, ezan saatlerine göre ayarlanıyor mu, ayarlanmıyor mu? Bir belediyenin düzenlediği konser sırasında ezan okunurken şarkının ortasında ses sistemi kapatılıyor bu ülkede. İran'daki uygulamaya şaşırmadığım gibi, günün birinde Türkiye'de uçuşların da buna göre belirlenebileceğini düşünüyorum.
Dinin bir yönetim biçimi haline gelmiş ülkelerde, bireysel olan tüm dini aktivitelerin toplumsal hale getirilmesi hep dayatılır. Allah'la kandırılan tüm toplumların başının beladan kurtulmamasının başat sebebidir bu. Din bireyin hayatında bir aydınlanma sebebi olabilir tabii ki. Bunu sorgulamam. Ancak bir devlet düzeni olarak din, toplumun geri kalmışlığının tek sorumlusudur. Sorgulanmayan din de takdir edersiniz ki dönemin şartlarına göre güncellenemez. İslam toplumunun en önemli sorunu da bence bu. Güncellenmeyi bir kenara bırakın, görüldüğü gibi var olan da geriye götürülür.
Namazdan sonra uçuşlar bizde de uygulanabilir. Kuleden kalkış izni isteyen pilot "ezan okunuyor" cevabını alınca bekler de ya bu kural iniş izinlerini de etkilerse. Kuledekiler namazdayken, bizim pilot kuleyi tavaf mı edecek yani öyle olursa? Tövbe! O kadar da olmaz canım, daha neler?!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder