Tanımsız bırakılmış kavramları, dertleri çaresiz, aşkları kavuşmasız ve hüzünlere gark edilmiş
umutları bir adamım tarihin çizgisinde. Tarihim şimdi... Tozları göğe savrulmuş, kayıp... Parçaları toprağına gömülü eski
coğrafyaların. Sonsuzda saklı...
Nerede bulacağımı bilmediğim
yüreğim, hangi rüzgâra açılacağını
bilmediğim yelkenleri teknelerimin... Hangi savaştan zaferle çıkmışım
ki, şimdi sevilsin bedenim?
Aşkı satır satır yazan, cayır cayır yanan yokluğunun
alevindeyim. Ben yine toplamayı seviyorum
hayatın matematiğinde.İnsanlığı reddedermiş gibi gelir
o yüzden gidişin. Düşleri biriktirdiğim gözlerim, her sabah açılır da amaçsızca, sen başka bir kentte çoktan
uyanmış olursun. İşte ondan her sabah terk
edilişim...
Mantıkla çözülemeyen bir
problemim. Tüm değerlere seni verdiğimden
midir bilinmeyenliğim? Ve ben, o kavuşmasız aşklarımı bile yitirdim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder