Spor Haberleri

Köşe Yazıları

7 Eylül 2013 Cumartesi

Vatan Sana Cipim Feda!

Suriye ile savaşın eşiğine gelinen noktada, savaşın çığırtkanları görevine iştahla devam ederken Milli Savunma Bakanlığı 4x4 cipler için seferberlik görev emri çıkardı.

Açıklama sonrasında iki ayrı istatistikî veriye ulaştık. Cip sahibi ‘ünlülerimiz’ kimlermiş, öğrendik. Bu gereksiz bilgiyle birlikte de savaş severlikle ülke severliği birbirine karıştıran ünlü kişileri de tespit edebildik.

“Devletime zeval gelmesin, en iyisini büyükler bilir” anlayışıyla özetlenebilecek bir sonuç ortaya çıkıyor.

Vatan'da yer alan habere göre açıklamalar şöyle:

Alişan: İnşallah savaş çıkmaz. Ama çıkarsa malın mülkün hiç önemi yok. Devletimiz savaşa giriyorsa eğer biz de bayrağımız için savaşırız. Cipimi vermekle kalmaz, cepheye de giderim.

Davut Güloğlu: Asla savaş yanlısı değilim. İnşallah Suriye’deki olaylar durulur. İki cipim de devletime feda olsun.

Tuğba Özay: Kan, gözyaşı, zulüm, ölüm… Bu, benim savaşım değil. Hiçbir şeyimi vermem.

Tan Sağtürk: Halklar savaş istemez. Ben de halktan birisiyim. Şu anda savaşın olması gerektiğine inanmadığım için böyle bir şeye yanaşmak istemiyorum.

Alişan ve Davut Güloğlu aradan pek bir şahane sıyrılıyor, değil mi? Bazı amalar vardır ki öncesinde kurduğunuz cümlelerin hiçbir anlamı yoktur. Örnekse Alişan ve Davut Güloğlu’nun savaş yanlısı olmadığını ifade eden cümlelerinden sonra söyledikleri savaş karşıtı oldukları yönünde bir algı oluşturamıyor ne yazık ki. Sorgulamayan, anlamayan, “devlet neylerse güzel eyler” kafasının bir sonucudur Alişan ve Güloğlu. Kimilerine göre bu isimlerin bir önemi olmayabilir. Söyledikleri şey kayda değer bulunmayabilir. Önemli olan bu kişilerin sözleri önemsenecek insanlar olup olmadığı değil. Önemli olan söylenenlerin toplumsal bir sıkıntı olarak varlığını muhafaza ediyor olması…

Hiçbir savaşın halkların çıkarıyla ilgisi olmadığını anlayamayanların coğrafyasındayız. Obama’nın istediği savaşı, Obama’nın ülkesindeki insanlardan daha çok sahiplenmek gibi ciddi bir sorunumuz da var. Üstelik yakın geçmişte Amerika’nın başlattığı her savaş, bir yalanla başlatılmış ve çok geçmeden bu yalanlar da ortaya çıkmıştı. Geçmişinden ders çıkaramayanların ülkesinde ünlü isimler de bu adamlardan ibaret olacak elbet. Ne olacaktı ya?

Savaş karşıtı olmanın amaları, şartları yoktur. Çünkü her savaş birilerinin ceplerine, paranın tanrılarına hizmet eder. Haklı bir savaş olmadığı gibi, hiçbir savaşın halka yararı olmayacaktır.


Birilerinin yeniden çizmek istediği bir harita için bolca kaleme ihtiyaç var. Türkiye ise bu kalemleri bol bol temin edecekleri ülke maalesef… Rahatlıkla yönetilen bir ülke olan Türkiye, paranın tanrıları için bulunmaz bir fırsat… Gönüllü köleliği ve sınırsız itaatkârlığıyla Alişan ve Güloğlu gibi adamlar da mevcut kitlenin yansımasından ibaret… Böyle olmasaydı Türkiye’yi savaşa sokmaya kimin gücü yeterdi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder