Spor Haberleri

Köşe Yazıları

14 Eylül 2013 Cumartesi

Nielsen ve Twitter Ortaklığı Neye Yarayacak?

Televizyon reyting ölçüm kuruluşu olan Nielsen, Twitter ile birlikte ortak bir reyting ölçüm sistemi oluşturmaya başladı. Daha önceden iki başlı olarak işleyen sistemde, Socialguide kuruluşu tarafından sosyal TV analizleri yapılıyordu. Bu şekilde de reklam verenler bilgilenmiş, hedef kitlesini belirlemiş oluyordu.

Yeni sistemde sosyal TV analizleri tamamen Twitter üzerinde belirlenecek. Böylelikle televizyon programlarının sosyal medya ayağı da güçlenecek. Yavaş yavaş televizyon izleyiciliğinden, internet kullanıcılığına kayan potansiyel bu şekilde yeniden kazanılmış olacak.

“Bu yeni sistem neden bu kadar önemli?” sorusunun çok basit bir cevabı var. Klasik sistemde belli sayıda izleyiciden alınan izleyici analizleri, manipülasyona çok açık… Bu yüzden “halk bunu istiyor” bahanesi yüzünden tatsız, kalitesiz programlar ortaya çıktı. Ancak günümüzde de görüldüğü gibi izleyici kaliteli bir yapımı, eğer televizyon kanalı ve programın yapımcıları idealist davranırsa, izleyip beğenebiliyor. İşler Güçler, Leyla ile Mecnun bu duruma iki iyi örnek olabilir.

Yeni sistem, işte bu eğilimin anında analiz edilmesini sağlıyor. Twitter’dan alınacak verilerle izleyicinin gerçekten ne istediğini anlamak daha mümkün olacak.

Türkiye’de de televizyon dizileri yayına başladığında ekranın altında bir tabelayla Twitter üzerinden izleyicinin katılımını sağlamaya çalışıyor. Böylelikle dizi yapımcıları kendi ölçümlerini yapabiliyorlar. Örneğin Leyla İle Mecnun dizisinin “#arabeskyasaklanirsa” tabelası “trend tweet” olmuştu. Bu dizinin o günkü reytingine de ciddi oranda yansıdı.

Twitter’da yine çok fazla aktif olmuş bir televizyon dizisi de “Kuzey Güney” idi. Diziyi izlerken karakterlerin Twitter’da paylaştığı gönderiler aynı anda gerçekten Twitter’a da düşüyordu. Bu gerçek zamanda meydana gelince izleyicinin heyecanını da arttırıyordu. Bol bol retweet de görüyorduk. Bunu en iyi kullanan da “Bir Kadın Bir Erkek” dizisiydi. Dizinin bu denli sosyal medyanın kurdu olması, Star TV’ye transferinde de büyük ölçüde etkili olmuş olabilir.

Sistem Türkiye’de de uygulanmaya başlarsa Türkiye’deki televizyon programı yapımcısı kafasında da ciddi değişiklikler olacak. En önemli değişiklik, yukarıda bahsettiğim her seferinde ısıtılıp önümüze konan “halk bunu istiyor” pilavı artık yenmeyecek.

Kontrolü tamamıyla RTÜK’te olan reyting ölçümleri AGB tarafından yapılıyor. Peki, bu sonuçlara ne kadar güvenebiliriz? Mesela devlet istemediği bir televizyon programın reytingleriyle oynayarak yayından kalkmasına neden olabilir mi? Bu komplo teorisi gibi görünse de gelinen noktada çok da hayal değil.

Bu sistemin Türkiye’de de uygulanma şansı bulabilmesi, sosyal medyanın gücüne karşı koymakta zorlanan televizyonun tek kurtuluş yolu… Zaten izleyici izlemek istediğini internette bulabiliyor. İşte o zengin içeriğin televizyonlar tarafında da kazanılması önemli.

Ayrıca izleyici kalitesiz, içeriği sıfır yapımları önüne sunan yapımcılara, bu yolla anında cevap da verecek. Asıl önemli faydası da bu olsa gerek…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder