Nice yalancı baharlar gördün. Aldandın, kırıldın. Şimdi ise sonbaharın ortasındasın. Çekinerek bakıyorsun gökyüzüne. Hatta isteksizsin perdelerini
açarken bile sabah saatlerinde. Korkuyorsun. Yalnızlığınla bilediğin sevdan
artık bir hüzün... Ve ayaklarının altında biriken
bir nefret oluyor döktüğün her bir gözyaşın.
Her buluttan kaçıyorsun. Uçurumlara atıyorsun kendini. Düştüğün yerde derin hırçın bir
nehir. Kaçtığın yağmurların beslediği
zaman zaman... Hem ıslaksın artık, hem de kayıp...
Oysa yağmurda ıslansaydın en
fazla üşüyecektin. Şimdi neredesin? Nereye akıyor kaybolmuşluğun? Belki de kanıyorsun. O kıyılarda yükselen kırmızı
kayalar senin bitişinin rengi belki de.
Belki de nehirler her kuruduğunda
sen kurtulmaya çalışıyorsun. Çoktan pes etmiş de olabilirsin. Her nehir kuruduğunda sensindir
aslında bir bir yok olan.
Nice yok oluşlar gördün. Gerçekti. Yüreğin nicelerine tazelendi ne
zahmetlerle. Şimdi bir ağacın gölgesinde, Kendine ağlıyorsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder