Yalan olamazdı. O kadar aşk
sözcüğü… Dil söylerdi de yalanı, yürek söyleyemezdi.
O yüzden inanamadım gittiğinde.
Vardır bir sebebi dedim. Hiç sorgulamadım. Birden bire kesilen selamın… Sabah
beni öperek uyandıran sözcüklerin uğramaz oldu birden yatağımın kıyısına.
Gözümü sabahın, kimsenin
görmediği karanlığına açmak nedir bilir misin? Ben burada bu acıyı yaşarken sen
ne yaşıyordun? Bilemezdim. Sorgulamadım da… Sen o kıyıda ben bu kıyıda… Ayrı
duygularda olabilirdik. Ben deniz şehrimin yalnız kıyılarında denizi
gözyaşlarımla beslerken sen o kıyıyı ışıltınla aydınlatıp kumları dokunuşunla
onurlandırıyordun belki.
Bilemezdim…
Bir şeyi çok iyi biliyordum. Sen
gitsen de bir gün… Hatta şimdi… Şu an gitmişsen… Benim sevgim sonsuza kadar
olacaktı.
Sonra uzak ve eşsiz güzellikli
iklimlerin rüzgârları eser gibi çorak coğrafyamda, sesin geldi. Tanrısal bir
aşk gibi… Dua gibi… Sesin geldi. Yüzünü görmek gibiydi. 3 dakikalık bir
zamandı.
Kimseye söyleyemediğin bir dertti
yokluğun. O acı ölümüm gibi… Kimsenin öldüğünü bilmemesi bir yalnızlıktı. Senin
sesin… İşte yeniden doğuştu o yüzden.
Sen gelmeseydin, ruhum giderdi
yanına bedenimden ayrılıp. Ölüm de olsa sonunda o ruh bir kere olsa sana
uçardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder