Spor Haberleri

Köşe Yazıları

20 Eylül 2013 Cuma

Salih Memecan ve Bizim City'nin Halleri

Salih Memecan’ın tartışılan karikatürünü görünce çoğunuz şaşırmamıştır. Ancak artık böyle güçten yana duruşlara azıcık şaşırmak istiyorum. Şaşırmadığımız zaman bu orantısız yandaşlık normalleşecek. Hatta bu karikatürü eleştirse de “ne yapsın adam? Ekmek parası…” diyen de çıkacaktır ki bu da kabul edilebilir gibi bir şey değil… Bir cerrahın organ mafyasıyla işbirliği yapması ne kadar etikse, bir gazetecinin, karikatüristin veya yazarın iktidar yandaşı olması o kadar etiktir. Dolayısıyla mesleğini etik değerler çerçevesinde icra edeceksin. O zaman hak edersin kazandığın parayı.

Salih Memecan, eşinin AKP milletvekilliği ve çalıştığı gazetenin yandaşlıkta sınır tanımayan bir gazete olması yüzünden kendini iktidara karşı sorumlu hissediyor olmalı.

Karikatür “eylemciler arası iş bölümü” başlığıyla Sabah Gazetesi’nde yer aldı. Bir adam 4 eylemcinin karşısına geçmiş direktifler veriyor. Direktifte, “Sen taş atacaksın, sen molotof kokteyli, sen barikat kuracaksın, sen öleceksin” sözleri dikkat çekiyor.

Hemen hemen tüm medya var gücüyle eylemleri karalama kampanyasında yer alırken Bizim City nal toplamamalıydı. Üstelik direnişin en önemli araçlarından olan mizahı kullanmak da şimdileri bir strateji olarak belirlenmiş olmalı. Ancak iktidar yanlılarının elinde mizah da çirkinleşiyor haliyle. Ölümle dalga geçen, öldüreni yücelten, aklamaya çalışan bir noktaya taşınıyor. Geçtiğimiz hafta hakkında yazı yazdığım Cafcaf Dergisi’nde karikatür de aynı amaca hizmet etmekteydi.

Bir yandan yine medyanın da desteğiyle ‘izinsiz gösteri’ denen bir uydurma kavramı da akıllara yerleştirerek, eylemciyi terörist odak haline getirmeyi amaçlayan iktidar, Salih Memecan gibi tetikçilere de başvurabiliyor. Tetikçi, elinde silah, tüfek olan adam değildir sadece.

Salih Memecan’ın eylemciyi kötü gösterme çabası, gerçeğin üzerini örtmeye yetmiyor. Ethem Sarısülük’ü öldüren polisin ‘meşru müdafaa’ yaptığını iddia eden devlet, polisin saldırısı karşısında kendini korumak isteyen eylemciyi saldırgan olarak lanse etmeye çalışıyor. Oysa polisin sert müdahalesi karşısında vatandaşların tepkileri meşru müdafaa kapsamındadır aslında. Üstelik bu evrensel hukukun da söylediği bir şeydir. Türkiye’nin de imzası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde saldırısız ve barışçıl gösteri yapma hakkı vardır. Hem de önceden izin alınmaksızın… Dolayısıyla ‘izinsiz gösteri’ diye bir şey yoktur. Bu konuda ikna edici olamayan devlet, polisin saldırgan tavrına tepki gösteren eylemciyi saldırgan olarak göstermek ve eylemi de şiddet eylemi olarak kabul ettirmek derdinde…

Bütün bu çabalar, Bizim City’nin medya kişilerinin de desteğine ihtiyaç duyuyordu elbette. Salih Memecan durur mu?

Sözün özü Türkiye hiçbir dönemde tanık olmadığı kadar iktidar-medya ittifakı yaşamakta… Mizahı da bu yandaşlıkla kirletmeye kalkanlara ise yine mizah yoluyla cevap verilivermiş. Çok beğendim. Adı da Direncity… Başlıksa “yandaşlar arası iş bölümü” Direktifler ise şunlar. “ Sen yalan haber yapacaksın. Sen polis seviciliği yapacaksın. Sen palayla insan yaralayacaksın. Sen karikatür çizeceksin.” Cuk oturmuş.

Sabah Gazetesi çizeri, karikatürist Salih Memecan ise Medyatava‘ya şu açıklamayı yaptı: “Bugünkü karikatürüm ile ilgili olarak gelen tepkilerin farkındayım. Ben sadece genç birilerinin ölümü üzerinden siyaset ve prim yapmanın aşağılık bir şey olduğunu dile getirmek istedim. Karikatürde bunu eleştirdim.” Bu konudaki samimiyetlerini öldürene tepki göstermeyerek, öldürenin yanında yer alarak çoktan çürüttüler oysaki…

İnsanlar gencecik yaşlarında öldürülürken sessiz kalmak da dilsiz şeytan olmak değil miydi?

Katledilen insanları anmak ne zamandan beri prim yapmak? Ne zamandır aşağılık bir şey Salih Memecan?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder