Ortalıkta başıboş dolaşıyorlar. Kalabalık meydanlarda
caddelerde faaliyetteler. İki kişilik veya daha kalabalık gruplar halinde
onlara rastlarsınız. Onları daha yakından tanımayı istemezsiniz. Ama ne mümkün?
Kadın kadına eğlenmeye gittiğinizde, İstiklal Caddesi'nde veya Bağdat
Caddesi'nde yürürken en sevimsiz hallerini görmeniz kuvvetle muhtemeldir.
Kimlerden bahsettiğimi anlamışsınızdır. Tacizciler her yerde!
Tacizcilerden yüzünden, ben de dışarıda epey zorlanıyorum,
desem ne düşünürdünüz? Yok, yok; ilk aklınıza gelen şey benim de tacize
uğradığımsa eğer, sandığınız gibi değil. Pekiyi nedir kardeşim, dediğinizi
duyar gibiyim. Anlatayım.
Sırf bu aklı bacak arasında tipler yüzünden, aklı başında
erkekler de zan altında kalıyor. Şimdi mesela bir otobüs durağında yalnız
başına bekleyen bir kadın, göz ucuyla bana endişeyle bakabiliyor. Belki bir gün
önce yaşadığı bir taciz vakasının etkisinde. Belki de bir arkadaşının başına
gelen olayı hatırlıyor. Yanına gidip "Benden korkmayın." dememek için
zor tutuyorum kendimi.
Otobüste yanına oturmak zorunda kaldığım kadının cama
yapışırcasına uzaklaşması ve benim de "Aman rahatsız etmeyeyim."
diyerek popomun yarısını dışarıda bırakarak oturmam ve de ortada oluşan
boşluğun ayakta yolcu için potansiyel bir boş yer olması. Otobüsün şoförü
arkaya dönüp ayaktaki yolcuya "Boş yer var, oturabilirsiniz!"
diyebilme ihtimali.
Taciz suçunun yaptırımlarının arttığı bir dönemde, vakaların
da bu derece artması akıl alır gibi değil. Yolda yürürken önümde yürüyen güzel
bir kadının, bir otomobilden uzanan bir yaratık kafası tarafından sözlü tacize
uğradığına, bir minibüste ayaktaki bir kadın yolcunun arkasında duran bir adam
tarafından (adam demek istemezdim, ne diyebileceğimi tahmin edin) gayet aleni bir şekilde taciz edilmesine şahit
oldum. Kadına yer vermek için kalktığımda, kadıncağızın teşekkür eden
bakışlarını başımla selamlayıp, tacizcinin lanet eden bakışlarına maruz kalsam
da görevimi başarıyla yerine getirmiş olmamın haklı gururu içindeydim. Ama ne
fayda? Bu sorundaki artış, toplumsal baskılarla doğru orantılı değil mi?
Cinselliğin tabu olduğu bir toplumda, cinsel ihtiyaçlar bir suça dönüşebiliyor.
Bu konuyla ilgili daha önce yazılar kaleme almıştım. Sosyalleşemeyen insanlar,
kadın-erkek ilişkilerinde başarısız olmaz mı? Sağlıklı ilişkiler kuramayacak
bir erkek, bir kadına beğenisini şiddet yoluyla ifade edebiliyor işte böyle.
Kadınlarsa her erkek tarafından aynı muameleyi göreceği
kaygısıyla dolaşıyor şehrin sokaklarında. Bense göz göze gelmekten bile korkar
oldum. Benim gibi bu hassasiyet içinde kaç erkek var, bilmiyorum.
Tacizci, bir kadını taciz ederken, hepimize dokunuyor
aslında. Lafı hepimize atıyor. Çünkü tacizci kadını toplumdan soğutuyor.
Kadının sağlıklı bir şekilde yer almadığı toplum, git gide hastalanıyor. İnsanlar
asosyalleşiyor. Tacizcinin bu eğilimi de tedavi edilemeyecek kadar kemikleşip,
tamiri imkânsız başka bir aşamaya atlıyor.
Tacizin çok farklı hallerine maruz kalmış kadınlara
sesleniyorum. Diğerlerini bilmem. Size adres sorduğumda, gerçekten bir tarife
ihtiyacım olduğu içindir. Otobüste yanınıza oturduğumda ayakta kalmamak
içindir. Sizden bir yardım istediğimde civarda güven veren siz olduğunuz
içindir. Ya da şöyle bir dönüp baktıysam da saf ve zararsız bir beğenidir
sadece. Bir dakika, bir dakika. Öyle ya, kavun değil ki koklayıp anlayasınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder