Spor Haberleri

Köşe Yazıları

3 Eylül 2013 Salı

Bu yolların ustasıyım, ben yeşilin hastasıyım!

Başbakanın açıklamaları Oscar ödülüne layık görülebilir. Eğer bu konuşma Usta’nın Hikâyesi içinde geçerse çok faydalı olacaktır. Beyaz TV yetkilileri uyumasın.

Konuşmayı baştan aşağıya okumayı içiniz kaldırırsa “bu ülkeyi dedem yönetiyor herhalde” diye düşünebilirsiniz. Hele ki gazetelere tam sayfa Usta’nın Hikâyesi belgeseli tanıtımındaki Recep Tayyip Erdoğan fotoğrafına bakınca içiniz de acıyabilir. Kedi masumiyeti… Hem de ne acılar çekmiş bir kedinin ürkekliği…
Kendisini yüceltmek için tüm imkânlar kullanılırken başbakan da çelişkili açıklamalarıyla ön hazırlığını yapmaktaydı. Hükümetin demokratik adımlarından(!) bahsederken zaten bir gariplik sezmiştik. Ancak yeşil alanları yok etme üzerine geliştirilen kentleşme faaliyetlerine rağmen yeşilin hastası olduğunu söyleyen başbakan, bildiğimiz ağacın yeşilinden bahsediyorsa ciddi bir kafa karışıklığı içinde demekti. Acil şifalar dileyelim.

Eğer o yeşil, doların ya da İslam’ın yeşiliyse tamam, gayet tutarlı bir açıklama…

Tabii ki açıklamanın gidişatı içindeki hasta olunan yeşil ağaçla ilgili… Ancak başbakan “onu yapacağız, bunu yapacağız, bu santrali buraya yapacağız” derken neyi yok edeceğinin farkında mı acaba?
Yapılanları algılayan bir kitlemiz vardı. Direndi. Direnmeyen, daha doğrusu bunu tercih etmeyen kesimi elde tutma çabaları devam ediyor.

Alışveriş merkezlerinin öneminden bahsettiği zamanları unutmadık. Her yana alışveriş merkezi yapılsın diye az uğraşmadı. Kıyılar? Usta o kıyıları da tarihi değerleriyle birlikte satmadı mı? Fırtına Vadisi’ne alabalık yavrusu atarken HES’leri unuturuz diye mi umdu?

Başbakan PR çalışmasının dozunu biraz kaçırıyor. Biraz saf yerine konuluyoruz sanki. Usta’nın Hikâyesi de ayrı bir mesele tabii.

Başbakanın neye veya nelere usta olduğunu anlamak için geçen zaman içinde yaptıklarıyla söyledikleri arasındaki çelişkiyi normal göstermesini izlemek yeterli olacak. Kim var ki dünya üzerinde bu kadar usta? Bir de tek usta da o değil ki? Her fırsatta onu övmeyi, mazlum göstermeyi başarabilen şahane bir medya camiası var. Etrafındaki herkes kendi alanında usta yani…

Peki, bir ustayı usta yapan şey nedir? Aslında ustalığı hikâyeden olanlara bu unvanı sağlayan usta kıtlığıdır. Bu gerçekliği göz ardı etmemekte fayda var.

Sayın Başbakan’la ilgili başka bir analiz yapmak gerekirse duygularını abartılı bir şekilde ifade ettiğini söyleyebiliriz. “Ben çevre dostuyum” demiyor da “çevrecinin daniskasıyım” diyor mesela. “Yeşili severim” değil de “yeşilin hastasıyım” mesela…

Anlamı güçlendirmek istiyor. Bunu kendine de inandırmak için yapıyor ayrıca. Hani bir adamın söylediği yalanı inandırıcı hale getirmek için “anam avradım olsun” demesi gibi bir şey aslında. Bunu söyleyen adamın doğru söylüyor olma ihtimali de var. Ama sabıkalı yalancıysa yemez.


Ayrıca başbakanın yeşile hasta olmasını kendilerinin yeşile alerjisi olduğunu ifade etme şekli olarak da değerlendirebiliriz. Evet, şimdi oldu sanırım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder