Spor Haberleri

Köşe Yazıları

25 Temmuz 2013 Perşembe

Beyler,Tozlaşarak Değil Sevişerek Ürüyoruz!

Şu bizim muhafazakâr kesimin ayıp kavramı çok geniş bir alana yayılmış vaziyette. Önce kadın cinsel organı vajinanın adının anılmasını küfür gibi algılayan siyasetçilerle karşılaştık. Uyurken fotoğrafı çekilmiş bir milletvekili de çıkıp kadın gazetecilere “ben sizin bacak aranızın fotoğrafını çeksem…” diye çıkış yapınca muhafazakârların aklının fikrinin bacak arasında olduğuna kanaat getirdik.

İnsanların sevişerek çoğaldığını dahi henüz kabullenebilmiş değiller. Öyle olduğu için de bir çiftin flört etmesini, birbirini tanımaya çalışmasını da ayıp olarak algılıyorlar. Ancak ne hikmetse bu aynı kesim, tecavüze uğrayan kadını suçlu ilan edip, tecavüzcünün aklanmasına ses etmiyorlar. Nedense erkeğin işlediği bu cinsel suç hakkında tek bir kelam etmiyorlar.


Kadının mütemadiyen hamile kalmasını öğütleyen (en az üç defa) değerli büyüklerimiz, bunun olması için bir evlilik boyunca kaç defa sevişilmesi gerektiğini az çok biliyorlardır. Ancak gelin görün ki bu fikri destekleyen muhafazakârlar hamile kadının sokakta ne işi olduğunu sorgulama noktasındalar. Öyle ya evde otursun. Zaten kadının sürekli anne olmasını dayatırken yapmaya çalıştıkları da kadını eve hapsetmektir. Anneliğin kutsallığından dem vurmasınlar boşuna.

İşte hamile kadın sosyal hayatından, gezmesinden ödün vermeyince göze de batıyor haliyle. TRT 1 ekranlarında, iftar saatlerinde yayınlanan "Ramazan Sevinci" programına konuk olan ve Şeyh Vefa'nın hanımının haram lokma yemesiyle ilgili bir hikâyesini anlatan Ömer Faruk İnançer, konunun hamileliğe gelmesi üzerine, "Hamileliği davul çalarak ilan etmek bizim terbiyemize aykırıdır. Böyle karınla sokakta gezilmez. Her şeyden önce estetik değildir. 7–8 aydan sonra anne adayı biraz hava almak için beyinin otomobiline biner, biraz dolaşır. Sonra akşamüstü çıkarlar. Şimdi ise maşallah, kanatlısı kanatsızı televizyonlarda uçuşuyor. Ayıptır ayıp. Bunun adı realizm değildir. Bunun adı terbiyesizliktir" şeklinde yorumda bulundu.

Bu sözler de tepki topladı haliyle. Hem şunu anlamıyorum. Ne bu “eskiden böyle değildi” manalı sözler? Ona bakarsan eskiden buralar hep dutluktu. Onu ne yapalım? Neyse…

İnançer kadın varlığını onu sürekli hamile bırakarak toplum hayatında yok etme fikrinin bir simgesi şu an. Kusura bakmasın.

Kadın zaten dizini kırıp evde oturmalı. Yemek pişirmeli. Beyini beklemeli. Sonra sürekli doğurmalı. Tek görevi anne olmak nasılsa…

Son yıllarda çocuk da kariyer de yapabilmeyi başaran kadınların varlığı, hamile kadının da sosyal hayatın içinde yer alması sonucunu doğurmuştu. Peki, bu muhafazakâr amcaların hamile kadının sokaklarda fink atmasından rahatsız olmasının tek sebebi kadının toplum hayatında yeriyle ilgili yanlış düşünceleri mi? Elbette hayır... Başta bahsettiğim gibi insanın sevişerek ürediği gerçeğini de gözler önünden uzakta tutmak da bir sebep olabilir. Cinselliğin normal bir eylem olduğunun en büyük kanıtıdır hamile kadın. Sonucunda bir bebeğin hayata gelmesi cinselliği ayıp olmaktan çıkarır. Hamile kadın sokakta dolaştığında sadece hamileliğini değil bir cinsel hayatı olduğunu da göstermiş olur. Fevkalade sakıncalıdır(!)

Şimdi bu muhterem çıkıp kadının sağlığını düşündüğünü söylemesin. Biz o kadar iyi biliyoruz ki kafaların gerisinde olan biteni?


Kabullenin beyler! İnsan tozlaşarak değil, sevişerek ürüyor. Şimdi dağılabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder