Geçen hafta Galatasaray
Meydanı’nda düzenlenen basın toplantısında. Türkiye Esnafı ve Sanatkârlar Kredi
ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği (TESKOMB) Başkanı Kadir
Akgül, Gezi Parkı eylemcilerini kınayıp, “Esnafın sabrı taştı” demişti. Beyoğlu
esnafının “Bu kişiyi tanımıyoruz” diye tepki gösterdiği bu isim, AKP’nin Yozgat
eski milletvekili çıktı.
Kadir Akgül, Gezi Parkı
olaylarının kendilerini mağdur ettiğini açıklamıştı. Ancak Beyoğlu esnafının
tanımadığı bu kişilerin Galatasaray’a lüks araçlarla geldiği, TOMA ile güvenlik
önlemi alan polisin de Mini Cooper araçlarla etrafı çevirdiği görülmüştü.
Görüldüğü üzere AKP eski ya da
yeni her yolu denemeye kararlı… Zaman zaman bilindik ve eski baskı yollarını
kullanan, yani eli sopalı, palalı adamları etrafa salan muktedir, eski
milletvekiline de sözcülük görevi verebiliyor.
Oysa çok iyi biliyoruz ki
Beyoğlu’ndaki esnafı mağdur eden uygulamalar, iktidarın yıllardır yürüttüğü
kentsel dönüşüm projeleridir. Mekânlara masa yasağı, içkili mekânlara kısıtlamalar,
içki kısıtlaması gibi uygulamalar, Beyoğlu’ndaki esnafın çok büyük kısmını
zaten mağdur ediyordu. Orayı bir eğlence semti haline getiren pek çok iş yeri
zaten bu kısıtlamalardan dolayı zorluklar yaşıyor.
O yüzden hiçbir aklı başında
esnaf çıkıp da direnişin temel sebebi özgürlüklerin karşısında yer almayacaktı.
İşin bir başka yönü, birçoğu günlük kazançların peşinde değil. Beyoğlu’nun
hiçbir dokusuna, yaşam tarzına zarar verilmeden, insansızlaştırılmadan varlığını
sürdürmesini ister oranın esnafı.
Kadir Akgül’ün açıklamasının
ardından Beyoğlu Eğlence Yerleri Derneği Başkanı (BEYDER) Başkanı Tarkan Konar,
“Buradan esnaf adına söz söyleyenleri Beyoğlu’nda tanıyan bir esnafa bile
rastlamadım. Odalara, birliklere, gruplara soruyoruz. Yıllardır neredeydiniz?
Ne oldu da esnaf dostu oldunuz?” demişti. Konar’ın iş yeri bu açıklamayı
yaptığı basın toplantısından sonra 3 gün süreyle mühürlendi. ‘Meşru’ sebepler
bulundu tabi. Yersek…
İşte asıl mesele de bu. Her geçen
gün yaşam tarzlarının daha büyük tehlike altında olduğu bir ülkede, esnafın
mağduriyetinden dert yanan Kadir Akgül, Başbakan’ın ayranı “Milli içki” ilan
etmesinin ardından üzerinde “Dünya lideri Erdoğan, milli içeceğimiz ayran”
yazan bir ayran yayığını kendilerine hediye etmişti. İşte o yüzden Beyoğlu gibi
mekânlarının çok büyük kısmının içkili olduğu bir semtte esnaf mağduriyetinden
dert yanmak hiç de samimi gelmiyor. Gerçi biz iktidardan artık samimiyet
aramayı çok önce bırakmıştık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder