Spor Haberleri

Köşe Yazıları

26 Temmuz 2013 Cuma

Karı Gibi Adamsın

Biz erkekler kadına bazı roller biçmişiz. Kadın çocuğa bakar, evi temizler, yemek yapar, bize bakar, ne istersen onu yapar, ne istersen onun hakkında konuşur vs… Biz de insani bazı duygularımızı örseleyip; ağlayan, duygusal davranan tüm hemcinslerimizi kadına benzeterek, kendimizce hakaret tümceleri uydurmuşuz. Duygusal arkadaşımızla dalga geçip onu ‘kadın cephesine’ sürmüşüz. Eşini seven ve bunu belli eden erkek de ‘kılıbık’ oluvermiş.

Yeteri kadar ayrışmadık mı? İşte bu yüzden yazımda, biz erkeklerin birbirine yönelttiği alay ifadelerindeki kadına gönderme niteliğinde cümleyi irdelemek istiyorum. Herkesin affına sığınarak başlığımı tekrarlıyorum.“Karı gibi adamsın!”

Ne kadar kaba bir cümle… Aslında sadece kaba olarak kalsa, yine iyi... Kadınları aşağılayıcı, küçük düşürücü bir söz… Ve bir erkek olarak itiraf etmeliyim ki, hayatımın bir döneminde ben de kullanmıştım. Ama zaman geçtikçe, hayatımda tanıdığım kadınların sayısı arttıkça, bu sözün doğruluğunu ve yerinde olup olmadığını sorgulamaya başladım. Hayat görüşü, politik duruş gibi etkenler de var tabii. Annem de, eşim de bir kadın, sevdiğim birçok arkadaşım da… Her şeyden önce, kadınlar bu dünyanın vazgeçilmez parçası değil mi zaten?

Biraz dikkat ettim de, aslında kadınların üstüne yapıştırılmış, ama kadınlardan daha çok biz erkeklerin yaptığı şeyler var hayatın içinde. İlk aklıma gelen dedikodu… Ne kadar çok dedikodu yaptığımızı fark etmeye başladım zamanla. Kadınlar kadar sıkça bir araya gelsek, zıvanadan çıkacak kadar kötü bir durumdayız.

Bazen öyle durumlara şahit oldum ki; bir kadınla, erkek arkadaşımızın arkasından konuşabilecek kadar dedikoduyu sevdiğimizi gördüm. Çok samimi iki erkek arkadaşın, yanında çalışan iki çalışanından bahsederken yaptığı ayrıma bile tanık oldum. Eşinden şikâyetçi erkekler bir araya geldiğinde, biri eşinin sevmediği bir huyunu anlattığında, diğeri; o da bir şey mi, benim hatun şöyle şöyle yaptı, diye anlatmaktan bile çekinmez. Tabii, bu durumun şikâyet dışında bir amaçla gerçekleştiğini de gördüm. “Benim hanım her sabah kahvaltımı hazırlar” der biri; diğeri de, “benim ki isterse hazırlamasın” der. Ben bu ikinci tip arkadaşları genelde her sabah işe giderken, ellerinde poğaça ile görürdüm ofis insanı olduğum günlerde…

İş yerlerinde dedikodu doruğa ulaşır. Zaten erkek egemen çalışma hayatında, kariyer odaklı kıskançlık erkek çalışanlarca yürütülür. Gerekçesi bilinçaltında yatan yetersizliktir. “Çekememezlik genelde kadınlar arasındadır” tezi her gün daha da şiddetli çürütülür. Ancak pek tabii, iş yerinde kıskançlığını açığa çıkaran erkeğe diğer hemcinsinin ''karı gibi adamsın'' demesi de kaçınılmaz olacaktır. Tabii ki kadınlar da dedikodu yapıyor. Bu işin kadını, erkeği, eşcinseli yok ki…

İnsanın olduğu yerde rekabet olacak, rekabet de geri beyinlerce kıskançlığa dönüşecektir. Ancak erkek yine de tüm kötü özellikleri üzerinden atmak için kadına yapıştırdığı “dedikoducu” etiketiyle, kendi dedikoduculuğunu hasıraltı etme ‘meziyetini’ korumaya devam ediyor.

Aslında bazen keşke bu sözdeki gibi olsaydık… Merhametli olurduk biraz. Gerçekten bu kadar çok savaş yaşanmazdı belki de.

Biz erkekler, ancak kadınları suçlayarak devam edebiliyoruz hayata. Kadın dırdırı, kadın aklı, trafik sorunu da kadın sürücüler yüzünden… Suçlamak için kadın en kolay yerde duruyor. Yoksa kendimizle yüzleşmek zorunda kalırız ki; bu durum bizi hiç mi hiç, mutlu etmez. Bizler kabalığı erkeksi bir meziyet gördüğümüz müddetçe, yarattığımız egemenlik devam ettiği müddetçe mi mutlu olacağız? Yoksa fiziksel ve doğal farklılıklara rağmen, kadının en az bizim kadar birey olduğunu anlamamız mümkün değil mi? Eşit olmak için sadece insan olmanın yeterli olduğunu anladığımızda dünyanın nasıl da güzelleştiğine tanık olacağımızı bilmeliyiz. Bütün formül bu…


Bugüne kadar, bu sözü ne kadar çok kullandıysam, tanıdığım ve tanımadığım tüm kadınlardan af dileyerek erkekler adına bir adım atmayı kendime bir görev atfediyor tüm kadınlardan özür diliyorum.

1 yorum: