Spor Haberleri

Köşe Yazıları

28 Temmuz 2013 Pazar

Hülya Avşar'ın Poposunu Isırdığı Küçük Baha Ne Durumda?

Yetenek Sizsiniz Türkiye programının geçen sezonundan, pek çok izleyiciyi kendine hayran bırakan küçük yaştaki baterist Baha’yı hatırladınız mı? Küçük yaşında şöhretin yalancılığıyla tanışmış, abartılı bir reyting sevdasına kurban gitmişti Baha. Programın o sezonu bitti. Ama Baha için daha başka bir program başladı. O da pedagog desteği…
Baha insanların ilgisinden çok sıkılınca psikolojik olarak çok yıprandı. Yaşadığı yer olan Bodrum’a onu görmek için gelenler bile vardı. Annesi Duygu Bayırlı’nın yaptığı açıklamaya göre ilgiden sıkılan Baha için pedagog desteği alınmaya başlanmış. İlginin boyutu ve abartılı duygu patlaması hakkında çok bir bilgimiz yok. Ama Hülya Avşar’ın Baha’yı sevme şeklindeki saçma eylemleri, izleyiciye de yansıdıysa durum çok vahim demektir.
Yetenek yönetimi konusunda son derece yeteneksiz olduğumuz aşikâr... Çocuk gelişiminde de çok başarılı sayılmayız. Çocuğumuzun en ufak yeteneğini bir gösteri malzemesi haline getirmekte de üstümüze yok. Böylesi başarısızlığın sonucunda, ortaya çıkan böyle programların izlenme rekorları kırmasında şaşılacak bir şey de olmuyor haliyle.
Çocuğun bir gösteri malzemesi haline getirilmesi, çağdaş bir anlayışla baktığınızda ciddi bir çocuk istismarıdır. Dünyayı algılamaya çalışan, her şeyi öğrenmeye çalışan bir çocuğun sahne ışıkları altında ‘sevilmesi’ sizce nasıl bir yetişkin yapacak onu? Hele ki bir de poposunu ısırarak sevdiğinizde…
Diyecek söz yok. Sanki çok önemsiz bir mesele gibi geçiştirilirken, çocuk üzerinden prim yapmak gibi ciddi bir konu da geçiştirilmiş oluyor.
Baha’nın annesi, çocuğunun pedagog desteği aldığını söylese de onu yine bir alışveriş merkezinin 23 Nisan etkinliklerinde sahneye çıkartmaktan geri kalmamıştı. İki bin kişinin izlediği gösteride izdiham bile yaşanmıştı. Baha’ya ulaşmak için birbirini iten kakan ve belki de onun poposunu ısırmayı hedefleyen bir sürü insanın önünde sahneye çıkıyordu bu çocuk. Pedagog desteği mi demiştiniz?
Bu noktada ilk eleştirilmesi gereken aile… Sonra söz konusu programın yapımcıları… Ve bu ikisini eleştirirken toplumun genel halini de masaya yatırmalı…
Toplum, maalesef muhakeme edemeyen ve verilenle yetinen bir halde... Böyle olunca ilk eleştirilmesi gereken, düzeltilmesi elzem olan bir yapıdır toplum. Çünkü bu sorunu onun tüm dertlerinin kaynağı… Bunu söylediğinizde bir toplum düşmanı ve halka tepeden bakan elitler olarak değerlendirilecek olmanız bile bir toplumsal sorun. Bu programları izleyen insanları eleştirdiğinizde halkı küçük görmektir, kimine göre yaptığınız. Popülist söylemlere boğulursunuz. Halkın sorunlarını kullanarak ceplerini dolduranlar ise halkın en güvendiği adamlar olur. Alın işte. İçinden çıkılmaz şahane bir paradoks…
Bir çocuğu sevme şekillerindeki düzeysizlik ve toplumun manasız eğilimleri sonucu olarak, pedagog desteğiyle büyümek zorunda kalan bir çocuğun şöhretinden nemalanan ailesi ve ticari organizasyonlar… Bunun bir çocuk istismarı olduğunun farkında olmayan toplum ve her şeyin çok iyi farkında olan ticaret erbaplarının tüketmeye başladığı 4 yaşındaki bir çocuk…
Oysa bu işler batıda nasıl yapılır, biliyor musunuz? Profesyonel yetenek yöneticilerinin desteğiyle… Çocuğu şöhret gibi ağır bir yükün psikolojisine sokmadan, yeteneğini geliştirirler oralarda. Bizde ise bu hali yeterli sayılacak, eğitim müfredatının durağanlı ve şöhretin tembelliğinin ortak çalışmasıyla ortaya gelişmesine engel konulmuş bir Baha yetişecektir.
Olsun… Zaten şöhrete kavuşmuş. Zaten para kazanıyor ya da kazandırıyor.         Gelişmiş, eğitim almış, doğru yetiştirilmiş, ne önemi var değil mi? Haydi onu da geçtim. Poposu ısırılmış sevgi diye. Sevgiyi de böyle öğreniversin.
Ne demiştik? Demiştik ki yetenek konusunda olduğunuz kadar, çocuk gelişiminde de yeteneksizsiniz Türkiye. Ama bravo… Neyse ki Yetenek Sizsiniz Türkiye var!

Batıdan yetenek yönetimini alabilmek, yetenek yarışmaları ithal etmekten daha mı kolay yani?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder