Spor Haberleri

Köşe Yazıları

25 Temmuz 2013 Perşembe

Bu yıl Simpsons'ı Hacca Gönderemedik mi?

2012 yılının son çeyreğinde, ülkede özgürlüğüne pranga vurulmamış insan hemen hemen kalmayınca, gerçek olmayan hayatlar da ‘cezaya’ tabi oluvermişti. Televizyon dizileri ve çizgi filmler ‘yüce karar mercii’ RTÜK’ün hedefindeydi.

Başbakan Muhteşem Yüzyıl dizisine taktı. Muhteşem Yüzyıl’da Hürrem kapandı, Hürrem’in namaz kıldığı sahneler çekildi. ‘Ecdadımızın’ imajı(!) daha fazla ‘yara almamış’ oldu.

RTÜK’se CNBC-e’de Perşembe günleri saat sekizde yayınlanan “Simpsons” isimli çizgi film yüzünden kanala 52.931 TL para cezası vermişti. Kararın gerekçesi, tanrının şeytanın emrinde bir varlık olarak gösterilmesiydi. Tanrı, şeytana kahve ikram ediyordu. Başka bir açıdan bakıldığında tanrı misafirperver olarak gösteriliyor da diyebiliriz.

RTÜK inançlı insanların rencide edildiğini savunuyordu. Dini imanı para olmuş insanların yaşadığı sistemde tanrı diye tapınılan kapitalizm dururken; inançları, ince esprileriyle mizahi çizgi filmler arasında hep farklı bir yerde olan Simpsons zedelemişti. Ne garip…

Söylenenlere göre vatandaşların şikâyetleri üzerine yapılmıştı bu inceleme. Ve karar bu incelemeye istinaden verilmişti. İşin garibi, türlü eziyetlere maruz kalan, zamlarla inleyen, her gün anası ağlayan halk bütün bunlardan zerre kadar şikâyetçi olmuyor da mizahi bir işten rencide olup o işi şikâyet ediyor. Toplumda yaratılan dini hassasiyetlerin gerçek yaşamdaki haksızlıkların görülmesine engel oluşunun da sonuçlarından biri tabii bu şikâyet mekanizması…

Elimizden gelse, Homer Simpson ile Marge Simpson’u hacca göndereceğiz! Çizgi filmin yapımının yerli olmaması işimizi zorlaştırıyor! Oysa koca hünkârın zevcesi Hürrem’in başını kapattırdık. Namaza başlattık. Ah şu Homer’ı da Cuma namazında bir görseydik(!)

Homer hiçbir şekilde gençliğe örnek olmaya çalışmıyor. Çizgi filmde Homer hep komik duruma düşüyor. Homer inançsız, evet… Ama inançsız bir karakterin bu kadar ezik olarak gösterilmesine henüz bir ateist tepki göstermedi. Bu da başka bir kafa analizi olurdu.

Türkiye’de televizyon dizilerine yönelik baskılar, yapımcıları zor durumda bırakırken, birilerinin özgür bir ortamda ürettiklerinin bu ülkede gösterilmesi de baskının kapsamına girmiş oluyor. Bunları görmek demek, sorgulamak demek çünkü… Başka ülkedeki görece özgürlükten de etkilenmek demek… Ve bu özgürlüğün talep edilmesi demek… Olay sadece dini hassasiyet değil…

Artık klasikleşmiş Şirinler’e yönelik bazı tepkiler de okumuştum bir zamanlar. Yine muhafazakâr kesim, bu buluttan da nem kapmayı başarmıştı. O kadar erkeğin arasındaki tek kız “Şirine” kafasına takılmıştı bir akıllının. Aklı neresinde belli olan bu ‘dindarlar’ Şirinler’in komünizm propagandası yaptığını da söylemişti. Şirinler’deki komün yaşamı sistemin canını sıkınca, bizim dindarlar da bu can sıkıntısından payını almıştı.

2013 yılının ikinci yarısına çoktan girdik. Bakalım hangi komik televizyon müdahaleleri göreceğiz başka. Elbette bu tip olayları ilk önce iktidar partisine bağlamak yanlış… Çünkü doksanlarda Şehnaz Tango isimli bir dizi ‘evlilik dışı ilişkileri özendirmek’ gerekçesiyle ceza alıp yayından kalkmıştı. Tek başına ayakta durabilen son kadın televizyon karakteriydi Şehnaz. Demek ki sorun öncelikle muktedirde değil… O muktediri o noktalara kadar çıkartan sistemde.

Simpsons, Amerikan siyasi ve toplumsal yapısıyla dalga geçerken, bizdekine benzer dinin sömürü aracı olarak kullanılışına da gönderme yapıyor. Bizde ise böyle bir toplumsal eleştiri getirebilmek şöyle dursun, Muhteşem Yüzyıl gibi eleştiri gibi bir kaygısı olmayan bir televizyon dizisi, bizzat iktidarın baskılarına maruz kalarak muhalif kesimlerin savunmasını kazanıyor. Bu bize özgü bir çelişki değil de nedir?



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder