Çocuk pornosu ve çocuğun seks
köleliği, erkeğin hastalıklı şehvetinin geldiği son noktadır. Evet, doğru…
Ancak bu sonuçlardan biri sadece… Asıl mesele vahşi kapitalizmin ve hastalıklı
ayrımcılığın varlığı…
Çocuğun cinsel yönden istismarı
vakaları son yıllarda ciddi artışlar gösteriyor. Çocuğu bir cinsel obje haline
getiren süreçte, ilkokullardaki kız öğrencilere başörtüsü dağıtılıyor! O yaşta
tecavüze uğruyorsa kapanmalı mı deniyor acaba? Nasıl bir ruh halidir bu? Kız
çocuğunu başını örtme eğilimi gizliden gizliye onu cinsel bir obje olarak
görmek değil midir?
Ve erkeğin azgın cinsel
duyguları… Etek giyen bir kız çocuğundan tahrik olup ona tecavüz eden çok
sayıda erkekle onu başkalarını ‘tahrik’ etmesin için kapatmaya kalkan
erkeklerin sapkınlık yönünden bir farkları var mı sizce? Buradaki yazılarımda
çok kez bahsettiğim gibi, cinsel suçların en önemli sebebi zaten cinsel
baskılarken, yeni bir baskılama metodu nasıl karşılık bulur?
Çocuğu nasıl koruyacak acaba
bizim ‘büyük’ adamlar? Merak ediyor musunuz? Çocuğu nasıl olması gerektiği gibi
görecek? Devletin polisine taş attığında ‘terörist’ ilan ederek mi? Sayıları
artan çocuk işçiliğini durdurmak için politikalar geliştirmeyerek mi? Tecavüze
uğrayan kız çocuğunun buna ‘rızasını’ sorgulayarak mı? Bakımını üstlendiği
kimsesiz çocukları, din eğitimine yönlendirerek mi? Çocuğun cinsel istismarının
dini eğitimle engelleneceğine inanmak büyük bir yanılgı değil midir? Kapanıp
‘dini bütün’ hale gelen kadını erkek şiddetinden koruyabiliyorlar mı bu
şekilde?
Okutulmayıp evlendirilen
çocuklar? Çocuk gelinler? Küçük yaşta evinin ‘kadını’ olmaya itilen, kucağına
bebeğini alıp anne olmaya zorlanan çocuklar? Sırf cinselliğini bir an önce
örselemek için, aşkı tanımaması için ve ‘gelir’ elde etmek için evlendirilen o
kızlar, sistemin bir kurbanı değil mi? Sistem, her şeyi para olarak görüyorsa,
insanı değersizleştiriyorsa, siz aynı sistemi savunup bu soruna nasıl çare
bulacaksınız? Sistem nasıl önce fakirleştirdiği Afrika’ya, bağış
kampanyalarıyla göz boyayarak kendini ak gösteriyorsa, çocuğun istismarına
karşı adım atacak devlet de aynı yolun yolculuğundadır. Çünkü sistemden
kopmadan, onun kurban ettiği çocuğu koruyamazsınız.
Vahşi düzen çocuk tanımaz. Egemen
güç olma mücadelesi verenler, bunun karşısındaki çocuğu dahi ‘terörist’ ilan
edecektir. Sistemin kirli çarkları, (bu kirini bizzat sistemden alır) çocuğu
ekonomik anlamda da cinsel anlamda da yani aklınıza gelecek pek çok dalda
sömürülecek sınıfın içine koyacak, savunmasızlığından sonuna kadar
faydalanacaktır.
Çocuk istismarının en acı
türlerinden biri olan çocuğun seks işçiliğine zorlanmasına karşı, uluslar arası
bir mücadele örneğinden ve bunun mimarından bahsetmeden geçemeyiz. Somaly Mam…
70’lerde Vietnam sınırında bir köyde doğan
Somaly Mam, daha 14 yaşındayken bir askerin tecavüzüne uğrayarak tanıdı cinsel
şiddeti. Ve onunla evlendirildi. Ve bir süre sonra adam bir sürü borç bırakarak
ülkeyi terk etti. Yakın bir akrabasının bakımını üstlendiği Somaly, borçların
altından kalkamayan bu akrabası tarafından seks işçiliğine zorlandı. Bildiğiniz
anlamda feleğin sillesini yiyerek çocuk yaşta kadınlığın acısını tadan bu
kadın, Fransalı biriyle tanışıp onunla evlendi. Ve Fransa’ya yerleşti. Artık
kurtulmuştu. Ancak kurtulması onu rahatlatmaya yetmedi. Küçük yaşta çalışmaya
zorlandığı ‘genel’ evlerde çalışan çocuk seks işçilerini tek tek kurtarmaya
başladı. “Kötü Koşullardaki Kadınlar İçin Hareket” isimli derneği kurarak
çalışmalarını sürdürdü.
Somaly Mam’ı durdurmak isteyenler
oldu. Ciddi bir pazar haline gelmiş kadın ticaretinin patronlarının tehditleri,
kızının kaçırılıp tecavüz edilerek gözdağı verilmesine kadar dayandı. Ancak o
yılmadı. Kendisi gibi kızının da cinsel şiddeti tatması anne-kızın mücadeledeki
safları sıklaştırma azmini daha da arttırdı. Sayıları yüzleri bulan kız
çocuğunu seks ticareti çarkından kurtardı.
Görüldüğü gibi tüm dünyada
çocuğun cinsel istismarı olayları ve buna karşı mücadelenin sembolleri var.
Halen Kamboçya’daki ‘genel’ evlerde bir kız çocuğuyla cinsel ilişkiye girmenin karşılığı
15 sent! Yani bir kız çocuğunun hayatının değeri de işte en fazla bu kadar…
Türkiye’ye baktığımızda çocuk
seks işçiliğiyle ilgili ciddi verilerle karşılaşmasak da yukarılarda bir
yerlerde bahsettiğim gibi, kız çocuğunun para karşılığı evlendirilmesi gerçeği
söz konusu… Dolayısıyla çocuğun masumiyeti bütün geri kalmış toplumlarda olduğu
gibi bizde de yok edilen bir değer…
Çocuğun istismarı sorununun
çözümü için buna karşı oluşacak kitlelere ve kararlılığa ihtiyacımız var. Çünkü
bu sorun suni gündem maddeleriyle unutturulmayacak kadar hassas ve hayati
derecede önemli... Kendi kendimize ah edip vay etmemiz, “insancılık” oynamaktan
ibaret olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder